Sırtım Bahar
çok şakacısın
sepetteki elmaları sen yiyemezsin sarı fırtınalar duyar bunca zaman aramadığımızdan ürkerek kaçabilirler bizden duvar duvar ve arkasında ne varsa yankı yapacak hazırlıklı ol karış sus bağır bir şeyler yap geliyorlar çizmelerinden korkuyoruz ve sıcak ayaklarından daha sıcak olmak için öldürecekler bizi geliyorlar lütfen yanıyormuş gibi yap tüm sessizlik adına yemin et inandığın bir şey adına kuru söz ve yaygarasının temiz ürpertileri adına çok şakacısın fakat sepetteki elmaları sen yiyemezsin demişken sırtım bahar bir gün birimiz ölüsüne dokunursa birinin parmaklarından beynine sıçrayan kabus artık neler hissettiğini biliyor senin saklama sepetteki elmaları sen yiyemezsin basit bir mimik oysa çocuğun yüzü gülümsüyor dalga geçiyor dudak dudağa şarkı söyleyen salyaları damlıyor köpeğin iştahlı gölgesine damlıyor ama sepetteki elmaları sen yiyemezsin çok komik ağzımdan girip kulağımdan çıktınız hayvanlar dolusu suda sanki sen yokmuşsun gibi söylenip durdum oysa sepetteki elmaları sen yiyemezsin. |
anlamaya gayret etsemde yanılır gibiyim.
sanırım yazan şaire kalsın.
son kısımda bir şey kafama takıldı.
hayvanlar dolusu suda
sanki sen yokmuşsun gibi
burada sen diye hitap edilen kişinin hayvanların arasında olması mı gerekir. Ya bu canlı hayvan, yada hayvandan daha aşağılık bir olmalı.
kaleminiz daim olsun.kendimizce yorumlamaya çalıştık.