Binlerce Sene Güneş
ışığın içinde karanlık
oturuyorduk beliren basit gölgeler kapalılık duygusunu iyi bilen ölüler sığmayacakları yere girmezler ne oldu kapı mı açıldı hayır oraya varamadan bir ayağını kaybetti özgürlük aşkına parmaklarını kavuştursa yeterdi düşünsene binlerce sene güneş avlumuzdan eksik olmuyor yıldız büyülü ve parlak demiştin sonra düştü mü uzatma ayaklarının altında bir mavi varmış gibi karanlığın içinde yaşayan her şey biraz korkar ağaçlar kıpırdamıyordu yapraklar sa azıcık fakat beni geren şarabıma aşk zehri katan kadın biliyormuşçasına benden kaçarken lanet olsun yine mi o gölgeler bize yalanlar söylediler şu duvarın ötesinde başka bir duvar bir birine bakar kendi karışıklığı için inşa edilmiş bir odacık içine arzular sığsa iyi daha fazlası çok kayboluş rahat ve huzur bütün günahlarını temize çeken o koca boşluk orada öylesine daralıyordu ki dudaklarımızı birleştirip ciğerlerimizi soluduk sancılı şehvet cennetinde. |
karmaşık duygular ve gönül yansımaları şiirde.
kaleminize sağlık