ETİKET Mİ, EHLİYET Mİ?
Karanlığın ışığa, dayanma gücü gibi
Câhillerin bileği, ne de çabuk bükülür. Her an uçmaya hazır, sanki kafeste bir kuş Ortam uygun değilse, insan çabuk sıkılır. Aşkın sevdâsı ile, yürek gerek sızılı Olmadıkça olur mu, kalpte îman kazılı? Gezer, görür, inceler, hem sözlü hem yazılı Akıl aracı olur, kalbe ilim ekilir. Yüzmeyi bilmiyorsan, geçilmez ırmak, dere Söz anlatmak kolay mı, baş/baş değilse sere? Kim ki sağlam basmazsa, ayaklarını yere Koca devletler bile, birden bire yıkılır. Karizmatik bir lider, olmalıdır yürekli Dünyanın dört yanından, bilgi gerek sürekli Yaptığı her işinde, samimiyet gerekli Eğer böyle değilse, ondan çabuk bıkılır. Dâhice bir akılla, özel bir yetenekle Yol almak istiyorsan, yaklaş önce denekle Hiç mümkün mü varıla, sâdece ödenekle? Ay’a da, Merih’e de, ilim ile çıkılır. Kötülüğün anası, içki mi, cehâlet mi? Tembelliğin sonucu, miskinlik, sefâlet mi? İşi yapan unvan mı, yoksa ki liyâkat mı? ETİKETE değil de, EHLİYETE bakılır…? ? ? ! ! ! 21/11/’13 Hanifi KARA |