Edebim senin eserin Öfkem, kinim, kusurum benim Dağlar ve denizlere inat ve bir de karanlıklara bin yıllık hasretlerin diyarına korku değildir perdelerim ve yitik değildir gönderilenler. Sızıdan değil bu uçurumlar, içimdeki sancı sarhoş!
Edebim senin eserin Günah, utanmazlık benim Elim, kolum, titreyen dilim, Ben benden çok sen’inim Güneş ve yakamoza inat ve bir de yıldızlara Acz benim, güç Sen’in; Affımı dilerim içimdeki sancı sarhoş!
Sen doruğusun hislerimin Kirlettiklerim, yitirdiklerim benim Bir avuç ekmek ve kan ve gül kokulu hasretlere inat Sen kelamısın harflerimin Uyanışlarım, çırpınışlarım Seni söylesin dilim Sen de yoğrulsun yaralı kalbim; içimdeki sancı sarhoş!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İçimdeki Sancı Sarhoş şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İçimdeki Sancı Sarhoş şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yine yürümüyor fon müziği... Problem var yine... Olsun...varsın yürümesin... H.Karaşahin beyefendinin seslendirmesi güzeldi ama, ben bu şiiri fon müziği ile sevmiştim... Şimdi, yine o fon müziğini, Yedi Karanfilden, Güle Yel değdiyi dinlemekteyim usuldan... Ve, bu güzel şiire yol almaktayım aheste aheste...
''Adak olsan da kurban vermeyeceğim seni...!''
Şiirin, ilk cümlesi bitiriyor insanı daha ilk adımda... Seni kurban vermeyeceğim... Sevdamı yani... Adak olsan bile... Çok hoş, çok güzel... Çok etkileyici... Şahane bir sevgi tarifi...
Ne hoş bir alçak gönüllülük... Sevgiliyi yüceltmenin ne harika bir yolu...
''Edebim senin eserin Günah, utanmazlık benim Elim, kolum, titreyen dilim, Ben benden çok sen’inim Güneş ve yakamoza inat ve bir de yıldızlara Acz benim, güç Sen’in;''
Ne hoş seçilmiş kelimeler, ne güzel tezatlarla süslenmiş şiir. Bu güzelliğe yorum getirmek zor. Zordan ziyade, yazık diyelim... Güzelliği ile kalsın, güzelliği ile yaşasın satırlar. Gölge düşürmeyelim.
''Sen doruğusun hislerimin Kirlettiklerim, yitirdiklerim benim Bir avuç ekmek ve kan ve gül kokulu hasretlere inat Sen kelamısın harflerimin Uyanışlarım, çırpınışlarım Seni söylesin dilim Sen de yoğrulsun yaralı kalbim;''
Zamanı yitirmeden önce, sevda trenini kaçırmadan evvel, kaderin sevimsiz yollarına düşmeden, aşk esintilerini rüzgarlar gönlümüzden alıp götürmeden önce, bu güzel cümleleri sevdiğimize söyleyebilseydik, belki de bu gün, hayat manzaramız daha renkli olurdu... Kim bilir?
Anlam dolu yüklü şiirin anlatım ve yazım şekli yüreğinde çırpınan bir anlayış vardır ki,sarhoştur,karanlıkların zülmuna meydan okumuştur.Hangi gündür ki sancı olmasın yaşanılanlardan ve yaşanılacaklardan...Tebikler...
Şairim!... Bu şiire şimdi yorum yazmayacağım... Makine gürültüleri arasında, dağarcığımızdan toparlayacağımız yorgun kelimelerle, hakkını veremeyiz şiirin. Bu şiiri okumamız lazım... Bu şiiri dinlememiz... Bu şiiri yaşamamız lazım bizim... O nedenle, şimdilik dursun... Belki gecenin yorgun bir saatinde, belki sabahın seher esintisinde düşer gönlümüze kelimeler... Alır başımızı gideriz o zaman bu gönül acıtan cümlelerin otağına usuldan... Sözü söze, gönülü gönüle düşürürüz yolunca, yordamınca... Ama şimdi değil... Zamanı, mekanı, anı geldiğinde şairim... Duygularımızın yitik çobanı, gönül kapımızı çaldığında...
Bir tutam hayat tarafından 11/13/2013 4:49:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bir tutam hayat yapmadığınızı düşündüğünüz yorum karşısın da diyorum ki ne güzel yazıyorsunuz... Ben hayran kalıyorum ki ... teşekkürederim, ne zaman isterseniz beklerim, anı geldiğinde, duygular çaldığın da gönül kapınızı, bu sayfanın açık olduğunu unutmamanız yeterli. Teşekkürler hayat...
“Sarhoş sancılar’ın” yanık dilleri Tutuşturmuş sevda için manidar sözleri “Sarhoş sancılar” deyip geçmemeli İflah olmaz denir ta eskilerden beri, Ona bir kez bile kaptıran kendini…
“Sarhoş sancılar” Girerse şayet ruhundan içeri, İçirir sana su yerine yaşamın zehrini Seni ezdirir ilk önce, sana seni ! Sonra sevdiğine sunar , O Sendeki sevdanın ezikliğini. Daralır sende zaman, Yenilgi üstüne yenilgi Duyguların kalır orta da, Sahipsiz bir yürek gibi ! Sevemezsin bir daha Sevemezsin, durmak bilmezse yenilgi Kaybedersin artık tüm inanç hislerini…
Hezeyanlarıdır bu senin aşk savaşının; Sen her olumsuzluğu kendi hanene yazıp durmaktasın “Edebiliğini”ise zaten sevdiğinin yararına adamışsın Kendini hepten dünyadan uzaklaştırmışsın Böyle kaybolan seni nasıl bulsun sensizken yarınların ?...
Siz fısıldarsanız gönülden bu tür sesler ? Derhal duyar bizim gibi şairgiller !... Size çok çok tebrik ve esenlikler !!!...
Problem var yine...
Olsun...varsın yürümesin...
H.Karaşahin beyefendinin seslendirmesi güzeldi ama,
ben bu şiiri fon müziği ile sevmiştim...
Şimdi,
yine o fon müziğini,
Yedi Karanfilden, Güle Yel değdiyi dinlemekteyim usuldan...
Ve,
bu güzel şiire yol almaktayım aheste aheste...
''Adak olsan da kurban vermeyeceğim seni...!''
Şiirin, ilk cümlesi bitiriyor insanı daha ilk adımda...
Seni kurban vermeyeceğim...
Sevdamı yani...
Adak olsan bile...
Çok hoş, çok güzel...
Çok etkileyici...
Şahane bir sevgi tarifi...
''Edebim senin eserin
Öfkem, kinim, kusurum benim''
Ne hoş bir alçak gönüllülük...
Sevgiliyi yüceltmenin ne harika bir yolu...
''Edebim senin eserin
Günah, utanmazlık benim
Elim, kolum, titreyen dilim,
Ben benden çok sen’inim
Güneş ve yakamoza inat
ve bir de yıldızlara
Acz benim, güç Sen’in;''
Ne hoş seçilmiş kelimeler,
ne güzel tezatlarla süslenmiş şiir.
Bu güzelliğe yorum getirmek zor.
Zordan ziyade, yazık diyelim...
Güzelliği ile kalsın,
güzelliği ile yaşasın satırlar.
Gölge düşürmeyelim.
''Sen doruğusun hislerimin
Kirlettiklerim, yitirdiklerim benim
Bir avuç ekmek ve kan
ve gül kokulu hasretlere inat
Sen kelamısın harflerimin
Uyanışlarım, çırpınışlarım
Seni söylesin dilim
Sen de yoğrulsun yaralı kalbim;''
Zamanı yitirmeden önce,
sevda trenini kaçırmadan evvel,
kaderin sevimsiz yollarına düşmeden,
aşk esintilerini rüzgarlar gönlümüzden alıp götürmeden önce,
bu güzel cümleleri sevdiğimize söyleyebilseydik,
belki de bu gün,
hayat manzaramız daha renkli olurdu...
Kim bilir?
Çok güzel bir şiirdi şairim...