20
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
2275
Okunma
/ses gelsin boşalan kadehlerden
süzülsün sözler dökülsün dillerden/...
hurdaya çıkmış akıllar hala besleniyor bu kentte
ne anlatsan herşey olur ki
bunca hiçlik, kokuşmuş zihinde
bir mum yaksam kapanmayan yaramdan!
geceyle örtülü dünyayı
gün ışığı kurtaracak mı?
sessizliği elime bırakıp
başım yumuşak yastıkta mı ölmeli
yoksa karanfil gibi mi solmalı?
düşlerinin kanatları kırıldığı vakit
tutamazsın içinde ağlayan çocuğu
yüreğin derin karanlık bir kuyu
biçare gönlünün kurusun huyu
sükut-u huzuru bozar da gider
gel dedim
o büyük sevdanın ipini tut çocuk
bir ağıt düştü yorgun argın
sürükleme ardından sonu gelmez yarınları
unut yığılan hüzünlü yılları
kimdir bağışlayan yüreğindeki öyküyü?
seni ömrümün ince ipliğinden ördüm
/aradım durdum gel zaman git zaman
düştük pat diye her yer darma duman/
sev dedim
çalgılı kocaman gemiler vardı rıhtımda
sabah koylarında usulca konardım avcuna
tam kuşlarla oynadığımız anda
gecenin ucunda yanarken yıldızlar
şarkımız dillendiği zamanda
senin suskunluğunun boşluğunda kaybolurum
5.0
100% (22)