GECE KAFESİbataklıktaki köpükçüğü bile sevdim ben sert rüzgârlardan geçip sağanak yağmurlardan beslendim zihnimde buğulu anların izi umudun kara göğünden mi çaldım sabrı iki hayalet miydi ömrümüzden kayıp geçen kimin adına bu türküler birbiri ardına düşler kime bırakıldı gülüşler yaralar birbirine işler güzü süse çevirip hayal etsem o tatlı demlerden birer birer nasıl da yorgunluğumu alır içimden sönük gözlerine şöyle bir yaslansam omuzlarından başlasam öpmeye senden geçsem yüreğini titretir mi adım bak yine geçmiş günlerden söz etti iki gölge esinti geçiyor geceden varlığın sıcak duygusunu rüzgârın akışına bırak ormanların düşlü çimi karşılar seni yollarına boncuklar dizer çocuklar gölgen bana çarpınca martın solgun yüzü temmuzlaşır müşfik avuçlarında dinlenirim gelmedin mi daha? allak pullak şakaklarımda o kanlı heceyi sayıklıyorum yine dizin dibine oturduğum yalnız geceydi sözlerimi işiten... |
Yüreği selamlıyorum