TUNCEL KURTİZ' eSen büyük adam! Sana susuyorum, sana duruyorum. Kilit vurmak istiyorum dilime, ne çare! Haykırırcasına ele, gelmez ki çare! Yakışmadı; Yılmaz güney gibi, Deniz gezmiş gibi Neşet ertaş gibi, sana da yakışmadı... Dayan be gönlüm, Bîçâre değilsin, Yaradan sana yâr kimsesiz değilsin. Biliyorum! sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla Dünya sana dar idi Yalnızlıklar ülkesini terkedip, huzuru yakalamaya gittin, dostlarınla buluşma vakti. Sen mutlu, biz ise mutsuz... Kalk usta kalk! artık yatma o yatakta Kimi kandırıyorsun sen, bizi kandırmak kolay mı usta. Senin gibi devrim hep ayakta hep hayatta kalacak usta...! ******************** "Beni herkes sevdaya asi sanır, Oysa aşk, beni nerde görse tanır, Hasret tanır, Zulüm tanır, Ölüm tanır, Yüzüm yüzümden utanır.... Yorgunum ustam; Ne katıksız somun isterim senden, Ne bir tas su, Ne taş yastıkta bir gece uykusu. Var gücünle asıl sükunetime, Çığlığım kopsun, Uzat ellerini güneşe dokun, Uyandır uykusundan, Tut yüreğimden ustam tut, Tut beni, sür güne..." ****************** Ahh be ustam! Acıları yudumlamak, sabır imbiğinde damıtıp, özsular devşirmek acılardan… Kaçıncı kez son olur bu ayrılık yandıkça yanan yürek, mavzer çığlığında rüzgârın uğultusu. Bir menekşe kokusun da aradın aşkı ve gittin; güney’ine... Yalnızlık kocaman bir yalan derdin paylaşılmaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz. "Son ders"i kim verir be usta... Aldatmasız sevgiyle bakan, Sonsuza sonsuzca uzanan… Kırılgan şarkılar üstüne yazılan bir türküde, seni aramak var ya… Ölüm sana yakışmadı Ama sen olsan derdin ki; Mevlana’nın AŞK’ıyla Ne de yakışırdı diline; "Ey burnu kanasa hemen kadere küsüp yüzünü ekşiten! Gülden hiç ders almıyor musun? Bütün yapraklarını tek tek yolsan, gül yine de gülmekten vazgeçmez. Hale razı oluş, şükürdür… Gül de daimi bir şükür makamındadır. Hem bilmez misin ki başına gelen sıkıntılar, aslında daha büyük bir sıkıntıya set olur da, başındaki belayı def ederler. O halde, yüzün gülsün… Hz. Mevlana" "UNUTMAYACAĞIZ SENİ USTAM" |