Köy İlk Okulunda 1-Öğretmen
arada bir “mü(f)etdiş geldi” diye
okul çağındaki herkesi sınıflara doldururlardı bi(r) sıraya üç kişi yerine dört-beş kişi oturttururlardı “mü(f)ettiş bir şey soracak” endişesi soluğumuzu keserdi heyecandan kalbimiz duracaktı ö(ğ)retmen azametle cept(v)elini sallardı “- mü(f)ettişin sorduğunu bi bilemen de! ben size sonura sorarın ananızdan emdiğiniz südü burnunuzdan getirmezsem n’olayın” diye tehditler sıralardı, yüzümüz kızarı(r), soluğumuz daşardı “-acaba öğretmen okulunda bunları mı öğretiyorlardı” “-işaret etmesiynen barabar hemen ayağa gakın isminizi soy isminizi söyleyin özellikle bana “-ismin ne derse ne deycen” “-………..” “-İbrahim, bak sakın İrbem, İbrem, İbirem, İbirahim, İpirahim, İrbeğem, İrbahim, İpram, ibo, iboş, ibiş filen dersen garışman” .. “-neymiş” “-İprahim!” “-o gadar da sert deği(l) güzelcik: İb ra him neymiş!” “-İbrahim!” “-haah! böyle işde” “-senin adın ne” “-cavit” “-senin” “-sefer” “-senin” “-mammer” itiraz etti gene “-muammer” arkadaş tekrarladı “-muhammer” “-muammer” “-muammer” “-senin” “-marem” “-muharrem” “-muharrem” “-senin” “-melat” “-melahat” “-melahat” “-…” “-a(y)şecik” onu da düzeltti herkesinki gibi “-ayşe” … “-neymiişş!” “-aşee” “-ay.. şee” “-ay şee” “-senin” “-seren” “-gülseren deycen” “-senin” “-hariye” “-hayriye” “-hayriyye” “-hayriye” “-hayyriyye” … sınıfta “tıss” yok “-senin” “-halil” “-senin” “-salim” “-selim deycen” “-selim” “-senin” “-gülüş” “-gülafer deycen” “-güllaferr” “-gü la fer, de bakayın” “-gülafer” gözüyle işaret etti “-sadet” “-sedat” “-se’dat” “-senin” “-ırafiye” “-rafiye” “-rafiye” “-irecep” “-recep” “-erecep.” “-recep” “-recep!” “ırafiye değil rafiye irecep değiill, recep! ısmayıl değil ismail ilahana değil, lahana iliğen değil, leğen” “pekiii” … “-bobanız ne iş yapıyor derse sakın ha! ileşber-,mileşber deme(yi)n, çiftçi de(yi)n!” … ba(ğı)ralak “-neyimiş?” birkaç ağızdan “-çivtci” adam hiddetlendi, hiş de öle horata eder hali yoğudu vallahi billahi “-neyimiişş!!” bu defa hep beraber var gücümüzle biz de bağırdık “-çivtciiii!!!” … “-neyimiişş!!” bu defa daha da gür “-çivtciiiiii!!!” … soluğumuz daşdı-tükendi “-gözünün içine bakın”, ………. “-sert cevap verin” ……. “-efendim de(yi)n” …….. “-evet ya(hu)t hayır de(yi)n” “-ı - ıııh”, -“cık” yok … “-hı hı” .. “-heye” derseniz canınızı alırın eşşolu eşekler.. -“heye” yok, emme ille ‘buyur’ “buyur” dey(e)ce(ksi)iz tamam mı?!” zopaynan tayin ederek kısım kısım ama herkese mutlaka tekrarlattı, “buyur!!!” “buyur!” “buyur!!” dönü bütün sınıfa “-neyimiş” sınıfcak bağırdık “buyuuurrr!!!!!” “-sorusu olan var mı?” baktı hiç birimizden “tıss” yok bu defa teker teker hepimize “evet” dedirtdi “evet” “evet” “evet” “evet” “evet” sil baştan cepd(v)elinen işaret etti kimi gösderttiyse “hayır” “hayır” “hayır” sonra bütün sınıfa sordu aynı soruları hep bir ağızdan bağırdık tahtaya yazdıklarını, sopayla gösdertdiklerini …….. “buuyuuurrr!” “evvveeeeet!” “çivtciiii!” “güllaffeerrr!!” “hayriyyyeee!!” “ibraahiiimmm!!” “raffiyeee!!” “recep!!” “eveeet!!!” “buyuuur!” “çivtciii!” “hayııırrr!” bir köy hikayesi DEVAM EDECEK |
Usta kalemi okumak keyifti kutluyorum
Yüreğine kalemine sağlık
Yürek sesin susmasın
__________________________________Saygılar