KİMSESİZ AŞK.....boğazıma kadar sana battım....! durmadan sabırsız ayetler yazdığım bir vakit nasıl susarım İbranice çünkü dualarımın yalın örneklerini bilmediğim bir rutubetin inadında arıyorum kafamı kaldırıp göğün tanrısına açıyorum boşluk derecesinde/ki ahı matematik kadar karmaşık fiziksel bir çekim gücü ağrıyor yürek acımda anlamak kadar zor yalnız kalmak kadar beter bir haldeyim....... sokakların beden dilinde aramak istiyorum sessizliği kocaman tabelalar ayrı istikametlere yol aldığında şehrin akordu bozuk caddelerinde inadına yağmurla koşuyorum sesime gel buruk bir cümleyle kaskatı şiirler veriyorsam sana ağzımın dudak harflerine bir çam ağacı kozalağından uzan birazdan erik çiçekleri açar sen inanma baharın geldiğine koyu bir duman serilir kaldırımın asık suratına ve sonra sesime gel karanlık bir nefesin boğulan yerindeyim ne olur gör beni........... patavatsız geçiyor şuan zaman kimseden alamıyorum ruhani bir çığlık halbuki suare içi bir film şehrin ırmağında yıkanıyor daralan bir aşkın matinesinde bekliyorum gözlerin kapalı hissettiğin bana doğru gel...... üzülüyorum soğuk havada ellerim cebimde yalnız fazla deşelemeden özlem dediğin fazlalığı sarmaşıklara dolanmış bir dolunaydan geçiyorum şaşırtıcı bir aşkın ensesinde batıyor akşam yolların sayaç zamanları irili ufaklı gürültülerle sarsılıyor yürüdüğüm kadar durduğumu fark/ediyorum sen boşver hiç konuşmadığım bir lisanın göç eden insanlarıyla sesime gel adımlıyorum ara sıra saçlarının batıl inancında biliyorum uçlarında yeşeriyor küçük ağaçlar sen tütünün acısını bilmez/sin en iyisi çıkardığım dumanın gri gecesinde sesime gel....... her köşe başına asılmış aranıyor kelimesinin altında görünüyor aşk velhasıl kelam yüreğin doğurgan mecburiyeti paspal bakıyor boyacı çocuklar yetim arabesk yudumlarken kayıp aşkın cenderesinde hiç hesaplanmamış aşkların huysuz gelmeleri dağıtıyor beni olur olmaz bağıran ruhların o çok kişilikli yerinden sesime gel bakarsın iliğime kadar sana aç bir anımda kavuşurum çiçekçi kadınlar soğuk renkte desteler yapar hüzzam acılara ben sana dalında canlı bir koca aşkı bestelerim duraksama eğik bükük bir sürgünün gurbetinden sesime gel....... kenarı süslemeli bir kitabın o dalıp gidilen hüznünde çok farklı karakterler yazılır resimli yaprakların tekil yalnızlığında loş ışıklar altında çevirirken yelken düşlü sayfaları her diline dokunduğunda parmağın ıslak bir tat bırakır düşünürken okunan sevgilide ayılmış sarhoşlukla gelir geçer aklının sürecinden sevda ve biten bir kitabın artık tek başına tozlanma zamanıdır...... anlatamadığım bir anlamın en yoğun halisin...... |