YAHYA KEMÂL’İN “SESSİZ GEMİ ŞİİRİ”Nİ TAŞTÎR
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Her dalga vurur sâhile bir başka cihandan Lâkin duyulur yankılı sesler son iz’andan Mehtap gibi yansır suya âfâkı fizândan Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sonsuzluğa dönmüş gibi her yön, hani sağ, sol? Kayboldu zaman, nerde mekan? Orda zaman bol! Besbelli gidersin buralardan ve rahat ol Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Bin türlü firâk içre nihân, saklı, gizemli Bir yolcu uğurlandı bu rıhtımda, sitemli Kayboldu ufuktan; kalanın sözleri gemli Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Bîçâre gönüller! Ne giden son gemidir bu! Ardında kalan mahşerin en son cemidir bu! Rıhtımda sükûnetle geçen son demidir bu Akşamki hayallerde sönen son şemidir bu. Hicrânlı hayâtın ne de son mâtemidir bu. Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler; Bildim ki bu devrânda beşer sâf ile bekler Bin derdine binlerce hüzün, gâile ekler Gözyaşları kâr etmez, o bir zâf’ile bekler Bilinmez ki giden sevgililer dönmeyecekler. Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden, Öyleyse onun şüphesi yoktur hederinden Öğrendi kaçış yok bu murassâ kaderinden Pek çokları kahroldu giderken kederinden Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden. Mef û lü / Me fâ î lü / Me fâ î lü / Fe û lün |