ÖLÜM DEDİĞİN
Üstadım Necip Fazıl’ın sonsuz ruhuna;
Ölüm dediğin bir ân! Vermeden son nefesi Değil mi ki yaşadın, elbette öleceksin! Korkma! Bastığın toprak, öğütecek herkesi Dünyada gömüldüğün uykunu böleceksin Sesler uzaklaşacak, donacak bütün resim Gözlerine inecek dünyanın son perdesi Bedenin soğumadan yapılacak merâsim Kılınacak namazın olmayacak secdesi Ölüm dediğin bir gün! Şüphesiz var ötesi Kabir meleklerine “hoş geldin” diyeceksin Zaman duracak birden, sonsuz ölüm ertesi Gerçeğin mânâsını üstüne giyeceksin Dehlizler kapkaranlık, dönmez kabirde mevsim Âhireti beklerken tez verilsin müjdesi O gün, ebedî nûrla dirilecek her cisim Nasıl geçilir Sırat? Ardı huzur beldesi Ölüm dediğin bir son! Başlangıcın kendisi “Dipsiz bir kuyudayım” diye üzüleceksin Seni de paklayacak Yusuf’un Efendisi Hakîkat aynasında ansız çözüleceksin Nakış nakış gönlüne işlenecek “O” isim Sevgiye âşinâyken bâkî ruhun maddesi Nefsi arınan kullar; yüzleri mütebessim Dolmadan varamıyor o menzile vâdesi Ölüm dediğin bugün! Üstünde beyaz giysi Hiç durmadan bayramın keyfini süreceksin Bahar yüzlü hûriler elinde altın tepsi Azrail’e bakarken kendini göreceksin Yaradan rahmetini lütfeder taksim taksim Cenneti kuşatmışken ışığın son raddesi Bir parça bezden kefen; döşeğinde nevresim Müminin son, kafirin ilk ve son seccadesi |
Sevgiye âşinâyken bâkî ruhun maddesi
Nefsi arınan kullar; yüzleri mütebessim
Dolmadan varamıyor o menzile vâdesi
"yüzleri mütebessim" olanlşardan oluruz inşaalllah..düşündüren öğütlüyen güzel dizelerdi..tebrik ediyorum.selam ve dualarımla..