İpteki Çamaşır, Bardaktaki Su, Yerdeki Kuruş
Zeytin ağacı olmalı insanın
Bir başına, başıboş olmalı. Tıpkı umursamadığım; İpteki çamaşır, bardaktaki su, yerdeki kuruş gibi. Allah’ı sandınız sokak köpeklerini Ölümlü, karanlık sokakların. Uluyan sokak köpeklerini öpüyorum alnından Kutsanmış bir sure var ağzımda Sürekli başa saran. Bu nasıl bir gövde gösterisidir alacakaranlığın tam ortasında! Hakikat ışığım ve düşlerim kuşandı bir gece vakti -Bu rüyanın peygamberi sensin. Yağmur ha yağdı, ha yağacak hâlâ Hazırım kavgaya, kana ve hüsrana. Mezarlıkların arasında eller görüyorum Öpüyorum mezarlıkların arasından fırlayan elleri. Düşlerimde öptüğüm bir tek senin ellerin. -Hayır olsun. -Allah’ın adını ağzıma almadım diye Korktu sandınız ve kahkahalarınız kustu sokaklarıma. Sizin yitirdiğiniz düşler benim! Sizin umarsız bıraktığınız enkaz benim! Benim erguvanlar açarken kan kusan geceler boyunca. Ve kucağımdaki kedinin ağzı kokar -Allah Allah… Leylâm! Ben samimi ve çok âşık bir deliyim. Çıkmaz sokakta çırılçıplak, elleri kanlı, üstelik elimde bir çiçekleyim. İşte! İşte o şiir benim! Tıpkı umursamadığım; İpteki çamaşır, bardaktaki su, yerdeki kuruş gibi. Döner başım ve yıldızlar kayar geceleyin. Yangınlar büyür Ehlileştirilmiş bir umudun izleri belirir üçüncü derece. Ellerini hissetmenin verdiği güvercin nefesi, O gece oldu ne olduysa ve ışıl ışıldı her şey. Ölümü hissediyorum ve ıslanan toprağım vıcık vıcık Bir şey kemiriyor bedenimi! Salâm okunuyor ve bana edilen duâları işitiyorum. Dün bir, bugün iki Ne kadar da susadım, üstelik üşüyorum amansız. Leylâm! Ben samimi ve çok âşık bir deliyim. Çıkmaz sokakta çırılçıplak, elleri kanlı, üstelik elimde bir çiçekleyim. İşte! İşte o şiir benim! Tıpkı umursamadığım; İpteki çamaşır, bardaktaki su, yerdeki kuruş gibi. Erguvanlar inan açacaklar sen gülünce Ve utanmazsan eğer ağlayalım hüngür hüngür. İnsanlar nasıl bakarlar ağlarken bilir misin? Kel ve homurdanıyor bir adam yürürken Biz arkasında öpüşelim sessizce. Kocaman bir sevdam var benim Kendi ellerimle alıp gömdüğüm. Korkusuzca bulabilir miyim Dudak izlerimi yüzünde? Çillerin kalacak mı dudağımda Ve değecek mi gözlerimiz? Ellerini bulabilecek miyim Bu kör karanlığın dipsiz kuytusunda? Tıpkı umursamadığım; İpteki çamaşır, bardaktaki su, yerdeki kuruş gibi. Birinin umarsız tavırlarına mı maruz kalacağım öğle vakti. Yoruldum artık, büyüyor gölgem önümde Bacaklarım upuzun ve şiirlerim saplanıyor yüreğime. |
Sİzin şiirle bu sıkıntım kayboldu.
Kendine özgü, ne yazdığını bilen, şiirin ne olduğunu bilen bir kalem anlaşılan..
Oldukça güçlü ve akıcı şiir. Hatta tehlikeli sözcükleri mahir bir şekilde kullanmış ve "şair cesur olmalıdır işte böyle" dedirtiyor.
Sonra o ne rahat bir üslûp öyle ve yinelenen mısranın yerli yerinde tekrirleri.
E uzatmayayım da
çok beğendim işte....