Ne olacak bu memleketin halibir asmanın gölgesinde kuruyunca alınlarının terleri güneş inince tepeden aşağı kahvede çay içerken köylüler terse çevirip şapkalarını sorarlardı birbirine: -Ne olacak bu memleketin hali? çaydanlıktan kaynar su dökülür gibiydi sözleri kavalından dökülürdü ince nağmelerle dağ taş d’inlerdi koyun güden çobanların taşlar ezik inerdi en aşağılara yoksul evlerin önüne gelincikler eğilir papatyaya sorardı: - Ne olacak bu memleketin hali? kızlar işlerdi beyaz patiskalara ateş rengi gülleri sarı ışıklı tomurcukları kımıl kımıldı yemyeşil yapraklar sözlerinin melteminden gözler gözlere değerdi fısıldanırdı kulaktan kulağa: -Ne olacak bu memleketin hali? gençler top koştururdu çim sahalarda yerlerini alırdı oyuncular gün güne küçülürdü baba gölgesi mini minnacık kalırdı anneler ayaklarının ucunda dönerdi top futbola banarlardı ekmeği kaynar su dökülürdü başlarından havada top olur dönerdi sözcükler: -Ne olacak bu memleketin hali? meyhanede rastlaşırdı kafadarlar hayatın imbiğinden içerlerdi rakıyı meze ayrılıktı dosttan, sevgiliden yayılırdı masaya güneş görmeyen pencereler ev kirası, yetmeyen maaş kredi kartı ödemeleri ısınırdı beyinleri acıdan tutardı arkadaş arkadaşın elini: -Ne olacak bu memleketin hali? susardı otobüslerde insanlar ya da dayanırdı söz boğaza işsizlik, emek talanı tokiye k’ayrılan alanlar, rant halkın ayağından kaydırılan topraklar ağaç kıyımları, satılan kurumlar gençliği ayağa kaldıran durumlar sorarlardı: -Ne olacak bu memleketin hali? 27. 10. 2013 / Nazik Gülünay |
duyarlı kaleme duyarlı yüreğe binlerce teşekkürler iyi ki varsın diyorum ben sevgim saygım her daim...