Yalnızlığın Sen Hali
İstanbulun yedi tepesinden doğan
Doğuşuyla birlikte, yarınlara gebe kalan kimsesiz güneş Senin şarkıların dolaşacak dilden dile Bir sigara yalnızlığı yoldaş olurken geceye Umutlar ülkesinin başkenti olacak senin adın İçimde sönerken maziden kalma duygular Pervane gibi dönecek papatyalar, Yağmurların altında ıslanan peygamber çiçekleri Bir ömür yas tutacak ardından Sensizlik nedir bilmem ki ve sen nesin Bir ilkbahar sabahı yeni doğmuş bir çocuk mu Yoksa sürgün ülkelerde bir sevgi celladı mı Yokluğun gecenin on ikisi gibi Beklenmez anda çıkıp deliyor zihnimi Uzaklık mesafelerde gizli değil Yanıbaşında durup da, nefretle bakan bir çift gözde Sensiz gün nedir, mevsim nedir, zaman nedir bilmem Bilmem ki ateş ne zaman yaktı mahremiyetleri Rüzgarın vecd dolu esrarlı sesinde Ağlamaklı bir ses duyulur şimdi Sen gönlümün eşsiz misafiri değil Sen gönlümün bizzat sahibi Tomurcuklanırken gözü yaşlı yapraklar Martılar İstanbul kadar suskun yine Deniz sayıklarken senin adını Yanıbaşımda buluyorum gurbeti Sıla özlemi çeken turnalar gibi Yerim yurdum belli değil sensiz Gittiğim her yer gurbet,her yer sürgün bana Aydınlık dedikleri şey koskoca bir yalandan ibaret Sensiz her yer tarumar, herşey kapkaranlık Senden sonra her yer ölü, şehirler,caddeler,sokaklar Sen, ulu çınar kadar eski Yeni doğmuş bir fidan kadar taze Ve senin doğuşunla doğdu bütün güzellikler Gidişinle büyüdü hatıralar,aşklar,nefretler HAMZA KAPLAN EKİM 2013 |