Lütfen .! Aldır beni içinden ...!
Tütsülenmiş kuşlar satardım, kanatları kırık,
göçmek için baharın sonlarını bekleyen, ucundan kan damlayan parmaklar satardım, izleri silik, her biri tuttuğu ellere ihanet eden, sırf unutmak için, mavi bisikletler, mavi misketler ve ölümün bir papatya yaprağında yakaladığı kelebeklere bakan gözlerimi satardım , çocuksu düşlerimi gömdüğüm kum kovalarında... Boğazım yırtılırcasına, susuyorum ... Kendimi bıraksam, ensemden yakalayacak, sessizliğimin tercümanlığı ... Tütün aralarında gizlidir, kırgınlıklarım, uyku aralarında s/aklımdır, adının geçtiği her bir harf, sen başkalarının kelimelerine vurgunsun, ben erguvanlara sararım bedenimi, çığlıklarından geçerim martıların, susarım ... Bugünlerden yarınlara yatar, uyurum ben, gözaltlarıma kazırım, uykusuz gecelerimin çetelesini, maviye boyadığım ne varsa, siyah’ı giydirdin, sen ... Avuçlarımda ki yaralarım benden başka her şeye yuva olabiliyor, tuza mesela, bir musluk suyuna hasret, bir ellerinin sıcaklığı, söndürür, içimin yangını nı ... Eğilip bakıyorum, yanılgılarıma, bir kucak dolusu özlem, yüreğimin kuytusunda ... Şunun şurasında az bi zaman kaldı, kentim’den gidişime ... Elveda demek, siyah bir gökyüzü altından, yosunlardan çalınmış gözlerine, bakarak ... Ölüm’e eş değer ... Lütfen .! Aldır beni içinden ...! Bırak beni kendime, artık ... |