USULCA DOKUNDU ZAMAN
usulca dokundu zaman şakaklarıma
sıvazladı sırtımın tenha yerinden belli belirsiz teğelledi kalan günleri alnıma usulünce bekledim gelenleri usulünce de uğurladım benden gidenleri kimse bilmedi kimse sezmedi üç-beş kendini bilmez saç teli sattı sırrımı o günden beridir de yaslamadım kimseye sırtımı usulca dokundu zaman dürdüm emanetlerini naftalinledim ölümlüğüme koyduğum düşleri gözlerime söz kestim karanlıkla alış dedim alış bereketi boldur karanlığın yüzümdeki birkaç iz düşümü gölgesiz mabetler oyuğu sanki zifir tövbeler tekrarlandı burda ziyası bol günahların eşliğinde... şimdi kime versem elimi kim tutar ruhumun bakracındaki ezikleri devirme dedim gönlüme devirme her gülene içimin yetimlerini gök bile tutmadı bir damlayı sinesinde toprak dahi çamur etti açığa çıkmış sırrı... usulca dokundu omzuma zaman marazlı bir yürek çırpındı yerinden sağlı sollu vurdu tenime yolcuya hal sorulurmuş, sual sorulurmuş... dinlencesi biten ömrümün son durağında önce yar sorulurmuş, ardından taht kurulurmuş... AYŞE IŞIK UYANIK 20 EKİM 2013 |
SEMAYA UZANMIŞ EL SENDE,
GÖNLÜNCE HEP GÜL SEN DE,
MÜKEMMELSİN BUNU BİL SENDE...