Kül Renkli Yelkovan Kanadındaişte çantam hazır! yarın erkenden gideceğim… sanma ki kıyıdan kıyıya masmavi tur! lebideryayı da göremeyeceğim. boynumda ıpıslak mahpusluğum; dört duvar arasında tutsaklığım, köşesiz mavilikleri uçuracağım… ne mutlu, biliyorum yine de! bir kadın düşleyecek beni. okyanus kenarında onun evi. penceresinden uzaklara yamanacak gözleri. sahile vuran dalgaları sayacak belki! benim tuz yüklü kuzucuklarımı... gardiyanım olacak galiba bu kez; birkaç bardak çay, birkaç kelamcık uçurumdan bakışları… ve sonra ben aniden, atacağım zırhımı üzerimden. hem elimdeki apak kâğıtlarıma, hem de ona soyunacağım gönülden... bayrağım olacak onulmaz aşkı! yelkenim, bağrımdaki kızıl atlası. ekleyeceğim tattığımı geçtiğim bütün denizlere. bildiğim ne varsa denizden… bütün okyanuslar anlar benim dilimden! bilmem yıllarımı verdiğimden, bilmem böyle alabildiğine sevdiğimden... bu upuzun, sırılsıklam seyre çıkmışken; dört mısra yollayacağım ona, kül renkli bir yelkovan kanadında: “unutmabeni sevgilim, ben seninle yüreklendim. darmadağın oldu sende benim puslu kederim! ben senden de bir şey öğrendim; meğer hiç yalnız değilmişim!” Hidayet DAL/Can Sokağı Lambaları 02 Ocak 2008 |
En derin saygı ve sevgilerimle.