LAL..........susuyorum artık çığlıklı aşkın yörüngesinde.... çıkıp gelişin sırılsıklam bir ütopyadan ve ahşap bir gece olur ayak atışında gökyüzü bulutlar ağır buhran kurulukta yağmura el açıp dilsizleşir..... iliklerim zatürreden bir titreyişle açılır sana cam kasede duran iklimler karışır sehpanın tozlu suretinde pencere akvaryum, dışarısı balıkların şehri mavi yeşiller kopar koyu siyahın gözlerinde....... ihtiyar asırlar saklanırken uzak ülkelerin desenlerinde piramitten bir parça kopararak düşer tapınaklar ormanına kaybolur Nil nehrinin ucu denize karışmayan eli gezegenler çatırdar sesini sürdüğün atmosfer bahçesinde ve gözlerin içimi yakan bir antik aşk olur konar dudaklarımın asasına............ çıkıp gelişin ayrı ayrı sarılmış sarmaşıkların ruhu hürmetine ve patiskadan yürek atışı papatyalar serilir gecenin kelebeğine ah bir kaya/bilsem yıldızların sırtında saçlarının koynuna ama daha yarım bir şarkı var dilinden çözülüp düşecek küllere....... karşıma oturup sol yanına aldığın karşı kıyının ışıkları gözlerimin tekil kalabalığında gölgeler barışıyor ince suyun güz türküsünde aşağısı caddeden insan manzarası ve iki bardak çay yanı dumanlı kelimeler akıyor geceye........ ben gelişine bir trenle yarışıyorum elim uzanıyor gökteki çelik yığınlarına denizin üstünde ayıklıyorum gemilerin yalnızlığını ve bir otobüs dolusu umut kalıyor senden geriye......... aykırı şiirler yazıyorum cümleleri düşmemiş tenine...... |
Yüreğine kalemine sağlık
Yüreğin susmasın
__________________________________________________________________Saygılar