ŞEHİR......gecenin yelkovanı ve akrebin/de düşler kol geziyor şehirde..... tükenerek harcanan alkol bağımlısı hayaller tamda sokağın keskin tetiğinde hazırlanıyor cinayetlere hangi acı anlamaz yalnızlık caddesinin boyalı kadınlarını üstü başı rehin ömürlerle yıkanmış çocuklar nasıl sımsıkı bağlanabilir köprü/altı karanlığında anne sıcağına öksürük ile tütünün kavgasında kesik soluklar boğulur yansımalı şehirde derin pusular düşer hayali varoş geceli kızlara gölgesiz bir tüccar dolaşır rüzgarın ensesinde ve kapıların eşiğinde boynu bükük bekleşen umutları satar sahte parfüm giyinmiş aç kurtlara........... aslında öksüz bir şarkının boynunda asılıdır şehir kanayan öyküler duvarlarda afiş yırtığında ve resimsiz kaybolmalar korkunun gözlerindedir irili ufaklı sokakların bulutları çöker cam önü hasretlere otomobil arkalarında yazar söylenemeyen cesaret sözcükleri kıyamete dönük şarabın renginde yıkanır dışarının elleri patavatsız bir devin şehri esir aldığı zamandır artık ve görgü tanıkları kumdan kalelerinde içi rahat griliğe hazırlanır... şehir durmadan akar,hayat durmadan kanar,ama insan her/şeyi yakar....... |
bu sayfanın sahibinin bu ilk dizesinde zaten yitip gidiyor okur...
ve artık çözülsün ses sorunu diyorum...
sarhoş kelimelerle tükenen ümitler ve kırmızı boyalı düşler...dem vurmuş geceye şehre.... ve yiten hayallere
ve insan herşeyi yakar....
kutluyorum ve hala ses diyorum şairim ses :)