tarih ve tekerrür’’ben seni severken hafif meşrep bir sancı otururken şakağımın altına koparıp atasım geliyor parmaklarımı sen çakılıp kalıyorsun ya böyle zamanlı zamansız paslı bir kurşun gibi aklımın aynalarına her yanı can kırığı doluyor gözlerimin zaman endamlı bir kederle yarışıyor bukle bukle hüzün akıyor saçlarından ve tırnaklarının arasından ölü şehirlerin toprağı dökülüyor ceset kokuyor avuçlarım topuklarımı deşiyor yarım kalmış şiirlerin gözyaşları irin akıyor kelimelerinden cümleler cüzzam bulaşıcı bir ağrı oluyorum okudukça ve kan ve kir ve kin dokuyorum
|
kendi balından incinir..." demiştim bir şiirimde...
işte öyle...