Kadın hüznünü okşuyor bir tülbent oyasında Adam kaderini tekmeliyor televizyon karşısında Hakemsiz maçların şaibeli golleri yırtıp geçerken ağları Çocuklar kale arkası
Duyu organlarının esiri Kaderin düz yazısı Şahitlikle şehitlik arası durakların Günahsız yolcuları Üzgünüm Bu tarafa açılacak hep Kabuslarınızın kapıları İ ç i n i z e
Dışınızda; Bacası tüten simli kartpostal manzaraları Yalancı çıkaracak size “Mutluluk kazanılır” diyen hayatı Yine de güleceksiniz ayağınız takılıp düştüğünüzde Yine de seveceksiniz insan olmayı Gözleriniz, Sürülmemiş bulut tarlası Sözleriniz, Paravan söyleyemediklerinize
Büyüyeceksiniz bir gün Yükselecek koynunuzda saklanan yıldızlar göğe Aydınlanacak arzularınızın hücresi -Gardiyansız mahpus olmaz- Çıkacaksınız bir kapıdan Başka birini aralayıp Parlayacak yıldız(lar)ınız Biri söndürünceye dek
Yaşamak bir tatlı rüya desem Kırılacaksınız u/yanınca Yaşamak bir uyku hali çocuk Bilinçaltımızla beslenen
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
bütün bir ömrü şiirde tecrübe etmek diyorum ben böyle şiirlere.. tıpkı nazım'ın içerdekine yazdıkları,tıpkı arif'in bir bebeğin gülmeyi önce ağlayarak öğrenmesindeki gibi.. kartpostallardaki hiçbir dekor gerçek değildi..değil mi.. bir parmak sevgide dize gelemeyecek kertede coşkundu denizşair..sevgiler.
şiirin de zirvelerde dolaşanı,bayrak dikeni vardır en tepelere..işte gördük..şahitlik ettik..kaleminize yüreğinize basiretinize selam olsun.. nice yeni yepyeni keşiflere yolunuz açık olsun..selam es selame
/Ritminide bozduk yüreğimizin; olur olmazdı düş, hayaller 5 paraya gitti zamanda kaldı hevesler gördük/ /tepkiydi aldık, verdik, gözden göze, sözden söze. Uzağa baktık, yakındı sızladık. / Desemki rüya içinde rüya yaşamak; uyansan uyuklaya kalırsın, geçince zaman, geçmeden kalan çocuk düşlerine beden artık büyük olur, çırılçıplak kalır üşürsün... Kimbilir belki bir gün büyürsün ! ...
Elimizde simit, yanımızda deniz, önümüzde deniz-ce'nin son şiiri.
Başımızın üstünde dönüp duruyor martıların en delisi, yaşamak bir tatlı rüyaydı ya hani eskiden, onu mu arıyor bilmem ki bu sersem ne dönüp duruyor ki tepemde.
Neyse... Biz yine gönlümüzün sesine, şiirin güzelliğine dönelim, şaire kulak verelim usuldan usula...
''Yaşamak tatlı bir rüya...''
Doğru söz... Tatlı bir rüya ama yaşamak, kırılmalarında, pek tatsız uyanıveriyorsunuz... Ya da, şairin söylediği gibi, derin bir uyku yaşamak... Genellikle kontrolümüz dışında gelişen olaylar sinsilesi...(Bu kelime silsile de olabilir. Karışık bir durum var burada. Edebiyatçıların dikkatine.) Hoş bir tarifle, gelecek nesle nasihatlar...
Önemli bir konu işlenen aslında. Hayatın tekdüzeliğine hoş bir gönderme var burada. Sonuçta, olayın mağduru yine çocuklar tabi ki... Ana kapalı, baba açık tribününde hayatın, çocuklar ise, her zaman kale arkasında. Acaba diyoruz, sonucu önceden belli olan bir maçı, neden böyle iştahla, heyecanla setretmeye koşar insanlar? Herhalde belkilerdir bu sorunun cevabı. Hayatımızı yönlendiren o tatlı dilekler...Ümitler...
''Duyu organlarının esiri Kaderin düz yazısı Şahitlikle şehitlik arası durakların Günahsız yolcuları Üzgünüm Bu tarafa açılacak hep Kabuslarınızın kapıları İ ç i n i z e''
Şiiri okudukça, daha doğrusu bir kaç kez okudukça düşmekte jetonumuz... Bu günlerde, yolunu şaşırır oldu düşüncelerimiz. Tv programlarını da tekmelemiyoruz ama, her halde her yönden yorgunlukları oynamaktayız.
Şiirin güzelliklerine dönelim... Karamsar bir tablo. Doğruluk payı yok mu? Çok!... Ama kader bu... Maalesef yazılmış ise yazı, bu duyu organlarından, şahitlikten, şehitlikten, içe açılan kapılardan kaçış yok... Günahınız olmasa bile... üzücü bir durum ama, hayatın gerçekleri işte.
Sonra, şair gelip dayanıyor dananın kuyruğunun koptuğu yere...(Daha yumuşacık bir deyim bulamadık buraya.) Meraklıdır ya hançer saplamaya... Bir de oldukça maharetlidir ya bu konuda, şair, yapıyor yapacağını... Çakıyor kalemi yüreğine insanın...
'' Dışınızda; Bacası tüten simli kartpostal manzaraları Yalancı çıkaracak size “Mutluluk kazanılır” diyen hayatı Yine de güleceksiniz ayağınız takılıp düştüğünüzde Yine de seveceksiniz insan olmayı Gözleriniz, Sürülmemiş bulut tarlası Sözleriniz, Paravan söyleyemediklerinize''
Ve, derin derin düşüncelere dalıyorsunuz... Ne kadar haklı, ne kadar doğru... Hayatın gerçek resmi değil mi bu? Hepimiz, istisnasız her birimiz, bu tablonun içinde yaşamıyor muyuz? Aramızdaki tek fark renklerimiz. Kimimiz gök mavisi, kimimiz sevimsizliğinde, soğukluğunda grinin...
Ve, akıbetin kaçınılmaz gerçeği... Ümit okyanuslarında son nokta... Fırtınalar, dalgalar, kayalıklar, hayat gemisi alabora...
''Büyüyeceksiniz bir gün Yükselecek koynunuzda saklanan yıldızlar göğe Aydınlanacak arzularınızın hücresi -Gardiyansız mahpus olmaz- Çıkacaksınız bir kapıdan Başka birini aralayıp Parlayacak yıldız(lar)ınız Biri söndürünceye dek''
İşte, hayatın ders alınacak güzellikte bir özeti.. Acı ama, oldukça güzel, albenisi yüksek...
Böyle işte çocuk...
''Yaşamak bir tatlı rüya desem Kırılacaksınız u/yanınca Yaşamak bir uyku hali çocuk Bilinçaltımızla beslenen''
Güzel bir şiirmiş. Çekirdekler bitip, sigara tükenince, şiire güzellik damlıyor şairim...
Bilesin, sizin ve dostlarınızın muziplikleri, böyle uzunca ve duygu yoğunluğu taşıyan yorumlar yazma konusunda, biraz düşündürür oldu bizleri. Komik duruma mı düşmekteyiz diye.
Bir tutam hayat tarafından 10/9/2013 10:37:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
Arkadaşlar, size katılmaktan şeref duyarım ama, o ince esprileri yapabilmek, bir küçük cümlecik ile, çok şeyleri anlatabilmek, beceri isteyen bir iş. Kolay iş değil. Biz, ancak uzun cümleler ile derdimizi anlatabiliyoruz. Ama, sizleri ilgi ile takip etiğimiz bir gerçek.
Deniz-ce'nin sayfa soetlarından biri de benim. Bu güzel yorum bana yazılmış gibi sevinmemden belli. KAtılmıyorrum denize, gel sen de takıl bize, biraz muziplik, ince eleştiriler gör.
Arkadaşlar, size katılmaktan şeref duyarım ama, o ince esprileri yapabilmek, bir küçük cümlecik ile, çok şeyleri anlatabilmek, beceri isteyen bir iş. Kolay iş değil. Biz, ancak uzun cümleler ile derdimizi anlatabiliyoruz. Ama, sizleri ilgi ile takip etiğimiz bir gerçek.
Deniz-ce'nin sayfa soetlarından biri de benim. Bu güzel yorum bana yazılmış gibi sevinmemden belli. KAtılmıyorrum denize, gel sen de takıl bize, biraz muziplik, ince eleştiriler gör.
Şu seni favorisine ekleyen Vertigo ne zaman okudu, ne zaman anladı, ne zaman sevdi de favorisine ekledi anlayamadım, şiir yayınlanınca hemen açtım baktım 5 puaan bile vermiş. Oysa ben üç kere okudum, tam anlayamadım ama sevdim. Puan yok, favorilerime eklemek yok. Şiir güzel sonu mükemmel.
doğru diyor vertigo o benim ilk gözağrılarımdan defterde yeri başkadır bende ve hoşgörüsü sonsuzdur lakin çok giremiyorum deftere her yoruma cevap da yazamıyorum böyle:)
doğru diyor vertigo o benim ilk gözağrılarımdan defterde yeri başkadır bende ve hoşgörüsü sonsuzdur lakin çok giremiyorum deftere her yoruma cevap da yazamıyorum böyle:)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.