Okuduğunuz
şiir
23.5.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
sohbet
Biliyor musun, yazamıyorum artık. Sevinçli sözcükler ar edip kenara çekilmiş Umutlu sözcükler toplu intiharda Geriye kalanları da ben istemiyorum Yakışmıyorlar mizacıma.
Sabahları çay demlemiyorum mesela Sanma ki önemsiz bir detay söylediğim Bilmiyorsun belki ama Ben iftarı su, çay ya da sigarayla açarım! Ne diyordum… Sabahları çay demlemiyorum Üst üste yaktığım sigaraların dumanı siniyor saçlarıma Sadece saçlarıma mı, evin her yanına ve hatta duvarlara Gülme sakın, kokladım. Evet, evet duvarı kokladım;tül perde zaten ziyandı da Duvar da bir boya istiyor artık.
Saklamak gerek pis kokuları değil mi?
Üstüme sinen bu ölü kokusunu nasıl çıkaracağımı hiç bilmiyorum ama…
Dün dolu yağdı. Dolu dolu, yağdı. İmrendim biliyor musun yağışına Haa fonda gök gürültüsü ve şimşek çakmaları da vardı Oğlumla yatağa girip sokulduk birbirimize -korkmasa sarılacağı yok zaten iyi bahane oldu aslında- Şarkı söyleme dedim, dua et! Niye, dedi. Çünkü çok kötü söylüyorsun, dedim. Dirsek attı, saçımı çekti derken tepiştik işte! Biliyorum en çok bu halimizi özleyeceğim tekmelemeyi bırakıp, uzaklaştığında.
Sözcüklerin insafına ne olduysa, sığınılacak limanım da kalmadı! Açılım yapmanın sırası değil bu aralar Açık açık söylüyorum işte! Şiirim öldü! Başım sağolsun!
kim seçti, nasıl seçti bilmiyorum ama teşekkür ederim;mutlu oldum:)
bu vesileyle tüm inananların mübarek kandilini kutlarım!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şöyle demişim;necla hanımın söylediği gibi son şiirler başka,daha çıplak daha samimi,öncekiler değil miydi diyeceksin bende patavatsız olacağım evet diyeceğim öncekilerde başka biri vardı,ne yalan söyleyim ben şimdiki şairi daha çok sevdim,eskisi lanet bişiydi... Demekki aklın yolu birdir,seçkiciler de demek ki bizim gibi normal eli ayağı gözü kulağı olan canlı türleri,sevindim ama sen kırmızı da olmalısın ki yüreğin oldukca büyük,işe yaramaz şair...
Bir çok şiirine farklı yorumlar yazmayı denedim hep...Şiir diline akıcılığına,içten ve samimi sözcüklerine... Bu şiir özel bir şiir oldu ya,şimdi çok farklı şeyler yazmayı denesem,inandırıcılığımı yitiririm diye düşünüyorum... O yüzden:NOKTA
Merhaba 'Şiir'. Dün kesişmişti yollarımız seninle. Ben senle, sen benle ne de güzel sohbet etmişti.. Konuşmuştuk anlamıştık birbirimizi, anlaşmıştık sessizce. Kimsenin anlamadığı kadar belki de.. Ve.. bak bugün yine kesişti yollarımız...
Sahi nerde kalmıştık dün? Ne diyorduk? Haa evet gitmek istiyorum demiştim. Dün dündür, bugünse bugün dense de, bak değişmedi birşey bugünde de. Ben yine aynı moddayım gitmek istiyorum anlayacağın.
Dur ama dur! Neden niye bilmem bugün sanki güneş daha parlak, daha çok ışık saçıyor etrafa. En azından bana, benim ruhuma.. Sahi sana da öyle geliyor mu bugün daha mı sıcak hava? İçimi ısıtan şu an yudumladığım çay mı yoksa? Ya da yazmak-okumak mı? Adını koyamadığım içimdeki garip heyecan mı? Yoksa uyandığımda keyif çayımı içerken sanki bana renginin güzelliğini gösterirken göz kırpan balkondaki akasyalarım mı? Ya da bu sabah sabahın kör saatinde elinde kandil simiti satan çocuğun yanına yaklaştığımda alacağımı anlayıp, parayı alırken gözünde gördüğüm mutluluk mu? Belki hepsi, belki hiçbiri.. Kimbilir...
Sahi ne diyordum.. Atlarım daldan dala, tıpkı sen gibi.. Bak Mayıs'da bitiyor.. Tüm kış boyu yaz gelse, şunu yaparız, şuraya gideriz demeler bitti. Tatil günleri kapıda. Bakılmaya başlanacak şura mı olsun bura mı diye.. Sanki biliyormuşuz gibi yarına çıkacağımızı şimdiden şöyle olsa böyle demeler... Yarın? Sahi var mı yarın? Yoksa gün sadece bugün mü? Yoksa ve en güzeli en doğrusu yarın demeden bu günü hatta bu anı yaşamak mı? Ne çok soru var ruhlarda... Bunlarda yoruyor ruhumu biliyor musun? Tamam sen söylemeden ben diyeyim; ben de var gariplik, tuhaflık, antiklik... Onca karmaşa sorular sorular nedenler niyeler acabalar var da ruhlarda sanki hayat denilen canı ne isterse onu yapmıyor mu? Ee niye o zaman bunca kafayı yorma? Alınyazısı kader değişiyor mu? Su yolunu bulmuyor mu? Sen neyi ne kadar yapacağım-yapmayacağım desen de elinde oluyor mu?
Ahh bak aklıma geldi. Bu sene badana da yaptırmak lazım. Oysa sigarayı odada da içmiyorum artık.. Ne zaman kirlendin be duvar. Onca eşyayı çek yerleştir ne çok gözümde büyüyor. Yaşlanmak mı bunun adı yoksa? Oysa keyfe keder oradan alır buraya koyardım eşyaları, üstelik daha üç beş sene eveline kadar. Oysa şimdi oğluşun fırlatıp attığı tişörtü alıp yerine koyasım yok. Eee tabi atar, alıştırdık ardını toplamayı alıştı o da ekabirliğe, şimdi yaşlanınca kendi toplasın bekliyoruz da geçti artık... Resimlere baktım bir ara, meğer ne çok şeyi alıp götürmüş bedenden, ruhtan ne çok değişmiş, eksilmişiz..
Sahi ne diyordum, nerde kalmıştık? Evet evet.. Yine kesişti yollarımız. Güzeldi seninle sohbet etmek 'Şiir'. Çok samimi, içten, sıcacıktı, keyifliydi.
Gördüm ki bugün yeni elbise almışsın, mavi giyinmişsin. Yakışmış, yaraşmış mavi renk sana, kırmızı da yakışır elbet.. Dilerim umarım ömründe maviliklerde geçsin hep..
Bak unutuyordum! Biliyor musun? Bana da dün pembe elbise hediye edilmiş. Mavi kadar yakışmamış olsa da, giyindim, bugün bu pembe rengin mahcubiyetiyle karşında olup, dertleşiyorum, sohbet ediyorum seninle. (Pembelik için teşekkür ederim, kızardı yanaklarım bilesin)
Bak ne diyeceğim! Yine bir ara, bir gün; Ölmez sağ kalırsak, biraraya gelelim sohbet edelim emi 'Şiir'?
Ama bilin ki ne yorumdu, ne de deneme.. Samimi dizeler karşısında; İçimden geçenler, düşünmeden dönüp geriye okumadan konuşurcasına aklıma gelenler, dertleşme, sohbetti size, 'Şiir'e özel...
Nice şiirlerinizde, şiirlerin güzelliğinde buluşulması dileklerimle. İyi kandiller. Sevgiyle...
Ama bilin ki ne yorumdu, ne de deneme.. Samimi dizeler karşısında; İçimden geçenler, düşünmeden dönüp geriye okumadan konuşurcasına aklıma gelenler, dertleşme, sohbetti size, 'Şiir'e özel...
Nice şiirlerinizde, şiirlerin güzelliğinde buluşulması dileklerimle. İyi kandiller. Sevgiyle...
kaç kere kırarız ve her seferinde kaç kere yeniden ve yine ele alırız o kalemi kaç kez buruşturup fırlattığımız kağıtlara güya kendimize çaktırmadan kaç kez göz atarız sonradan ne yazdım acaba diyerek ve yeniden nasıl da sarılırız kaleme ve kağıda sımsıkı sarılırız dünya sürgününe. güzel hikaye tadında olmuş dua ile hayırlı kandiller
dönem dönem o şiir ölümleri bizde de olur,el-fatiha ama her seferinde yine dolu dolu geliriz sayfaya çünkü insanın içindeki şiir çocuğu asla ölmez hayatın içinden ve senin ince yüreğinden dizelerdi kutlarım gün başarını,sevgilerimle...
Havalar hiç iyi değil bende de bu aralar(kafiyeli oldu amma velâkin o kadar) Dünya ayrı telden çalar,memleket ayrı telden...eee gönülde de derman yok damla kadar
Sohbet güzel olmuş,dertleşmişsiniz aslında Kutlarım
Oldu mu ama şimdi? Yoğunluğumdan dolayı bir şiirini kaçırıyorum Deniz öğretmenimin, o da güne düşüyor:) E sevindim elbet. Çok güzel bir şiirdi, sohbet tadında. Şiirim öldü derken canlanmış şiir, zirveye oturmuş. Tebrikler örtmenim. Selam ve sevgimle.
yaşanan her gün ,, bir kelime daha ekler hafızaya ,, belki hepsi bir kelimede toplanır ,, ve mazi dersin sen ona ,,
yapma kraliçemm,, ölmez ne şiir ne kelimeler ,, belki senden az ileri uzağa gider ,, ama bilirsin dönüp dolaşıp geleceği yer ,, yine ve yeniden senin kalemin ,,
bilgisayarın üzerine doğru ok koy :)) polislerin bulması kolay olsun sende basanın altına gir :) tut nefesini gerisini ben hallederim ,, :) aa sezende öyle fısıl fısıl dinlenmez ki cık cık cık :))
gülümsemek bazen öyle önemlidir ki hayattan kopmuş birine gülümsersin neden olduğunu da bilmezsin belki de senin için çok önemsizdir ama o yaşama döner ,, bir gülümseme bir hayat kurtarır :) sloganımız bu :)) sevgimle,,
bilgisayarın üzerine doğru ok koy :)) polislerin bulması kolay olsun sende basanın altına gir :) tut nefesini gerisini ben hallederim ,, :) aa sezende öyle fısıl fısıl dinlenmez ki cık cık cık :))
gülümsemek bazen öyle önemlidir ki hayattan kopmuş birine gülümsersin neden olduğunu da bilmezsin belki de senin için çok önemsizdir ama o yaşama döner ,, bir gülümseme bir hayat kurtarır :) sloganımız bu :)) sevgimle,,
Sevgili dost yürek bazen karamsarlık güzeldir de sen karamsar yazma bukadar geçmişe sünger geleceğe yelken misali devam et umutla ilerlemeye saygımlasın
Dün dolu yağdı. Dolu dolu, yağdı. İmrendim biliyor musun yağışına Haa fonda gök gürültüsü ve şimşek çakmaları da vardı Oğlumla yatağa girip sokulduk birbirimize -korkmasa sarılacağı yok zaten iyi bahane oldu aslında- Şarkı söyleme dedim, dua et! Niye, dedi. Çünkü çok kötü söylüyorsun, dedim. Dirsek attı, saçımı çekti derken tepiştik işte! Biliyorum en çok bu halimizi özleyeceğim tekmelemeyi bırakıp, uzaklaştığında.
YORUM YAZMA KABİLLİYETİM YOK DENECEK KADAR AZ AMA " HARİKA " DERKEN ARİF İNSANIN AZDAN ÇOK ÇOKDAN AZ ANLIYACAĞI İNANCIYLA YAZIYORUM..SADECE ANA BABA OLMANIN ÖTESİNDE YASŞANMIŞ BİR HAYATIN MOTİFLERİ VARDI ŞİİRİN İÇİNDE..HEPİMİZDEN BİR PARÇA DEĞİL ÇOK ŞEY VARDI DİYE DÜŞÜNÜYORUM..HELE YUKARI ALDIĞIM BÖLÜMÜN SONUNDAKİ CÜMLE SADECE KIZ ANA VE BABALARI İÇİN DEĞİL AYNI ZAMANDA OĞLAN EVLATLARI İÇİNDE ÇOK ŞEY ...AMA İÇİMİZİ CIZZ ETTİRECEK ÇOK ŞEY ANLATIYORDU BANA GÖRE..EVET ŞU ANDA HAVA KAPALI VE ŞİMŞEKLER ÇAKIYOR GÜNDÜZ GÖZÜNE SARIKAYADA..EŞİM VE ÇOCUKLARIMIN TIPKI SİZİN YAPTIĞINIZ GİBİ YATAĞA GİRDİKLERİNİ GÖRÜR GİYİM..BEN Mİ?..YOK KORKMAM..İYİKİ MESAİDEYİM ...YOKSA HANIM " YILDIRIM DÜŞER .." DİYE TV BİLE AÇTIRMAZDI..NEYSE BAHANEYLE SOHBETE BAŞLADIK..EN İYİSİ AYDIN HAVASI OLSUN..ÇOK ÇOK GÜZELDİ..KUTLUYORUM YÜREĞİ VEDE EMEĞİ.. SELAM VE SAYGIMLA.
Sözcüklerin insafına ne olduysa, sığınılacak limanım da kalmadı! Açılım yapmanın sırası değil bu aralar Açık açık söylüyorum işte! Şiirim öldü! Başım sağolsun!
Şiirler ölür ölür dirilir. Yeter i siz dimdik durun. Özgün duygularla bezenmiş şiirinizi beğeniyle okudum. Sevgiler.
Düşüncelerdeki samimiyet, ifadelerdeki netlik ve dobralık, okuyanın en düz mantıkla bile anlayabileceği dize ve cümle yapısı, dokunacak bir yer bulması ve kendini okutması oldukça iyi. Şiirin evrensel bir tanımı da bunları doğruluyor zaten…
Valla kankim açılım yapmanın sırası değil derken,şiirindeki açılım beni de etkiiledi, Umutsuz olunca şiirler umut açıyor sanıyorum.
Oğlumla ben de çocuk akıl baliğ olana kadar birlkte yattık. Küçücükken büyümüşte küçülmüş gibi küçücük kollarını başımın altına koyardı. Kolu acımasın diye başımı hafifçe kaldırırdım.
benim oğlum çok huysuz, e ben de çok sakin sayılmam.gün boyu birbirimize etmediğimizi bırakmıyoruz ama gece olup da yanıma kıvrılınca öpüp koklamaya, sohbet etmeye doyum olmuyor.o da en çok o saatleri seviyor zaten. Allah bahtlarını açık etsin her birinin inşallah!
benim oğlum çok huysuz, e ben de çok sakin sayılmam.gün boyu birbirimize etmediğimizi bırakmıyoruz ama gece olup da yanıma kıvrılınca öpüp koklamaya, sohbet etmeye doyum olmuyor.o da en çok o saatleri seviyor zaten. Allah bahtlarını açık etsin her birinin inşallah!
Tam adına yakışmış bir şiir olmuş...ne kadar içten, ne kadar doğal...bir suyun akışındaki duruluk kadar...kendimi buldum bir çok yazdıklarında...ama şu kadarını diyeyim ki, şairin yüreğinden şiirin sevdası eksik olmaz, olamaz...geçici bir durumdur diyerek öpüyorum şiir yüreğinden can dost...sevgimle,içten tebriklerimle...
necla hanımın söylediği gibi son şiirler başka,daha çıplak daha samimi,öncekiler değil miydi diyeceksin bende patavatsız olacağım evet diyeceğim öncekilerde başka biri vardı,ne yalan söyleyim ben şimdiki şairi daha çok sevdim,eskisi lanet bişiydi...
eh işte hayatı kasmadan derviş edasıyla yaşayacaksın,o zaman daha anlamlı oluyor her şey,düşünsene mevlana "gelin hepiniz ula" derken aynı moddaymış yoksa o kadar hasta ruhla nasıl başedecek...
eh işte hayatı kasmadan derviş edasıyla yaşayacaksın,o zaman daha anlamlı oluyor her şey,düşünsene mevlana "gelin hepiniz ula" derken aynı moddaymış yoksa o kadar hasta ruhla nasıl başedecek...
Ben de daldan dala atlarım.. Sanki yazan ben miydim siz mi bilemedim?.. Çok sevdim başka sevdim bu 'Şiir'i. Sessizliğin sesi oldu sanki dizeler.. Ruhum sohbete eşlik etti..
Biliyor musunuz? Dönüp arkama baktığımda, yılların ne çabuk geçtiğini, önümde daha ne kadar zamanımın kaldığını bilemeden kendimi, ruhumun ne çok tükendiğini gördüm. Belki sırf bu yüzden artık içimden geldiği gibi hareket etmek istiyorum. Düşünmemek hiç birşeyi düşünmemek istiyorum! Ama yapabiliyor muyuz? Hatta sadece kendimi düşünmek belki bir anlık bile olsa, kendimle kalmak istiyorum.. Küçük bir çantayla terminale gidip, ''nereye'' diye bile düşünmeden, br otobüse binip bilinmeyen bir yere gitmek istiyorum.. Alıp başımı gitmek... Sadece kendimi götürmek.. Sadece kendini götürebiliyor mu insan? Bırakabiliyor mu aklını, yüreğini geride!
Bak dışarda yağmur yağıyor.. Islanmak istiyorum. Herkes kaçarken ben taa iliklerime kadar ıslanmak.. Doğa arınır yağmurla. Ya insanlar? Yağmur arındırır mı ruhları? Sonra yeşeren çimlerin üzerinde uzanmak, toprağın mis gibi kokusunu içime çekmek.. Gecenin serinliğinde, denizin sesini dinlemek istiyorum... Çocukluğumdaki gibi saklambaç oynamak. Miskette yütmek. Kimseye aldırmadan salıncakta sallanmak.. Pamuk şekerini yerken elim yüzüm bulaşsın istiyorum. Pamuk şekerleri kaldı mı hala? İçme şunu demelerine aldırmadan yeni bir sigara yakmak istiyorum. Rakı içen ölür de su içen ölmez mi? Boşvermek istiyorum en çok. Bu kadar hayatı ciddiye almamak.. Sadece ben demek istiyorum. Yapabiliyor muyuz?
Mesela karnımın acıktığını hissetmemek istiyorum. Acıksam da yemek pişirmemek, içtiğim çay ve kahve fincanları masa üstünde kalsın istiyorum. Nolur birikse dünyanın sonu mu?
Çok söz diyesim-yazasım var, yazmaya mecalim yok... Yorgunum. Öyle yorgun ki ruhum...
Ben de benim de diyesim var anla be şairemiz anla işte...
Sevgiyle...
sera. tarafından 5/23/2012 12:30:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bugunlerde herkes gitmek istiyor. Küçük bir sahil kasabasina,bir baska ülkeye,daglara, uzaklara... Hayatindan memnun olan yok. Kiminle konussam ayni sey... Her seyi, herkesi birakip gitme istegi. Öyle ''yanina almak istedigi üç sey'' falan yok. Bir kendisi.
Bu yeter zaten. Her seyi, herkesi götürdün demektir. Keske kendini birakip gidebilse insan. Ama olmuyor.
Hadi kendimize raziyiz diyelim, öteki de olmuyor. ani her seyi yüzüstü birakmak göze alinamiyor. Böyle gidiyor iste. Bir yanimiz ''kalk gidelim'', öbür yanimiz "otur'' diyor. ''Otur'' diyen kazaniyor. O yan kalabalik zira. Is, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu..
En kötüsü aliskanlik. Aliskanligin verdigi rahatlik, monotonlugun dogurdugu bikkinligi yeniyor. Kaliyoruz. Kus olup uçmak isterken agaç olup kök saliyoruz. Evlenmeler... Bir çocuk daha dogurmalar... Borçlara girmeler... Bir köpek bile bizi uçmaktan alikoyabiliyor. Misal, ben... Kapidaki Rex'i birakip gidemiyorum. Degil bu sehirden gitmek, iki sokak öteye tasinamiyorum. Alip götürsem gelmez ki... Bütün sokagin köpegi oldugunun farkinda. Herkes onu, o herkesi seviyor. Hangi birimizle gitsin? ''Sirtinda yumurta küfesi olmak'' diye bir deyim vardir; evet, sirtimizda yumurta küfesi var hepimizin. Kendi imalatimiz küfeler. Ama egreti de yasanmaz ki bu dünyada. Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazim. Inadina kök salmak lazim. Bari ufak kaçislar yapabilsek. Var tabii yapanlar. Ama az. Sadece kaymak tabakasi. Hepimiz kaçabilsek... Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa. Gün içinde mesela... Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün. Sabah 09.00, aksam 18.00. Sonra baska mecburiyetler. Sıkışıp kaldık. Sirf yeme, içme, barinmanin bedeli bu kadar agir olmamali. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karsiligi bir ömür yani. Ne saçma. Bahar midir bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar aşık olmam ama her bahar gitmek isterim. Gittigim olmadi hiç. Ama olsun... Istemek de güzel.
sorumlulukmuş, eş dostmuş, hatırmış gönülmüş,görevmiş,hatta ve hatta çoluk çocukmuş düşünmeden kendimle kalmak istiyorum ben de bazen.hatta eşime dedim şu ıssız adaya bıraksalar ya beni biraz kendimle kalsam...
önce sizi- bizi kaldıralım mı aradan* gerçi ben küçüğüm diye sen diye hitap etmeye çekiniyorum bazen ama dostluğun, arkadaşlığın yaşı yok!
benim de çok söz söyleysim var ama ne kadar çok söyleyesim varsa dilim o kadar lal.şiir yazarken zorlanıyorum, tıkanıyorum.işte böyle zamanlarda karşımda biri varmış gibi sohbet etmek kurtarıcım oluyor.biraz biraz
Bugunlerde herkes gitmek istiyor. Küçük bir sahil kasabasina,bir baska ülkeye,daglara, uzaklara... Hayatindan memnun olan yok. Kiminle konussam ayni sey... Her seyi, herkesi birakip gitme istegi. Öyle ''yanina almak istedigi üç sey'' falan yok. Bir kendisi.
Bu yeter zaten. Her seyi, herkesi götürdün demektir. Keske kendini birakip gidebilse insan. Ama olmuyor.
Hadi kendimize raziyiz diyelim, öteki de olmuyor. ani her seyi yüzüstü birakmak göze alinamiyor. Böyle gidiyor iste. Bir yanimiz ''kalk gidelim'', öbür yanimiz "otur'' diyor. ''Otur'' diyen kazaniyor. O yan kalabalik zira. Is, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu..
En kötüsü aliskanlik. Aliskanligin verdigi rahatlik, monotonlugun dogurdugu bikkinligi yeniyor. Kaliyoruz. Kus olup uçmak isterken agaç olup kök saliyoruz. Evlenmeler... Bir çocuk daha dogurmalar... Borçlara girmeler... Bir köpek bile bizi uçmaktan alikoyabiliyor. Misal, ben... Kapidaki Rex'i birakip gidemiyorum. Degil bu sehirden gitmek, iki sokak öteye tasinamiyorum. Alip götürsem gelmez ki... Bütün sokagin köpegi oldugunun farkinda. Herkes onu, o herkesi seviyor. Hangi birimizle gitsin? ''Sirtinda yumurta küfesi olmak'' diye bir deyim vardir; evet, sirtimizda yumurta küfesi var hepimizin. Kendi imalatimiz küfeler. Ama egreti de yasanmaz ki bu dünyada. Ölüm var zira. Ölüme inat tutunmak lazim. Inadina kök salmak lazim. Bari ufak kaçislar yapabilsek. Var tabii yapanlar. Ama az. Sadece kaymak tabakasi. Hepimiz kaçabilsek... Bütçe, zaman, keyif... Denk olsa. Gün içinde mesela... Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün. Sabah 09.00, aksam 18.00. Sonra baska mecburiyetler. Sıkışıp kaldık. Sirf yeme, içme, barinmanin bedeli bu kadar agir olmamali. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karsiligi bir ömür yani. Ne saçma. Bahar midir bizi bu hale getiren? Galiba. Ben her bahar aşık olmam ama her bahar gitmek isterim. Gittigim olmadi hiç. Ama olsun... Istemek de güzel.
sorumlulukmuş, eş dostmuş, hatırmış gönülmüş,görevmiş,hatta ve hatta çoluk çocukmuş düşünmeden kendimle kalmak istiyorum ben de bazen.hatta eşime dedim şu ıssız adaya bıraksalar ya beni biraz kendimle kalsam...
önce sizi- bizi kaldıralım mı aradan* gerçi ben küçüğüm diye sen diye hitap etmeye çekiniyorum bazen ama dostluğun, arkadaşlığın yaşı yok!
benim de çok söz söyleysim var ama ne kadar çok söyleyesim varsa dilim o kadar lal.şiir yazarken zorlanıyorum, tıkanıyorum.işte böyle zamanlarda karşımda biri varmış gibi sohbet etmek kurtarıcım oluyor.biraz biraz
Doğal bir anlatımla ruh-u haletin dışavurumuydu içten satırlar... Betimlemelerde, incilerde ezcümle şiirin bütününde en önemli unsur duygu... Zaten şiirde olmazsa olmaz olan kısım değil midir duygu?
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.