hocam 16-eve bir kadın eli değdi, genç, seven bir kadın eli hayatıma yar elinden içilen çayın kokusu başka, tadi bambaşka şekerini gürültüsüz karıştırıp, sunan yar.. içen de sen olunca şekeri azmış-çokmuş, demini almış-almamış, kimin umurunda şükür.. hayret! sanki ilk kez çay içiyordum hayatımda koşup gidip; ona çiçek, ekmek, gazete, çerez, şarap, sigara sevinçli coşkular yaşıyor, bereketli mutluluklar, çocukça ilk defa..insan, bebek, erkek, sevgili oluyordum aslında analı büyümenin ne olduğunu şimdi anlıyordum O’nunla.. sevdiğimin yanına.. merdivenlerde koştum.. Yâr kapıda! ekmeğe yumurta, yoğurda, peynire-domatese kekik-zeytinyağı, yüzümde elleri, gözümde pırıl pırıl gülümseyen bakışları mümkün olandan fazla, ateşten sıcak sevecen dokunuşları sevdim ilk defa iki kişilik tek sigarayı, tek kadehten şarabı ömrümün ilkleri, belki ama tek kadını, tek gerçek aşkı! sakarım, elimde erimiş çikolatayı parmaklarımdan yalıyor.. yüzünde tebessüm.. gözlerime bakan gözlerinin içi gülüyor baktığımı hissediyor, kendini seyrettiriyor, beni seyrediyor.. her şeyi kendi elleri ile yediriyor, ısırıp-ısırtıyor, sırıtıyor saniyelik ayrılıklarda bile özlüyor, mutfaktan gelip bakıyor.. ocaktaki çayı demlemeyi unutuyor, beni ihmal etmiyor.. kişi konumu yaşı ne olursa olsun, ilgiye muhtaç.. insan ana-babası ölene kadar ama erkek hep çocuk |