sızılarımdan güneşe çıkarıyorum cümlelerimi her biri gözlerinde konaklıyor sözcüklerim ıslık ıslık seni sayıklarken ben güneşe dair her imgeyi yüreğinde büyütüyorum..
biliyor musun sevdiğim, sen uykusuzluğun kollarında kıvranırken ben uzun seferlerden geliyorum başucuna.. uzun ve dalgın bir boşluktan koşaradım yanına uzanıyorum isminden kurulu bir dünya çiziyorum yüzümüze ayak uçlarımda eski bir yazının direnci aldırmıyorum yalanaşklara ama terkedilen, unutulan ve aşk mezarına habersiz gömülen tüm insanları, zulamda saklıyorum. onlara aşkın gerçeğini seninle anlatıyorum ki kendi değerlerini silmesin hayat, seninle yaşadığım mutluluktan.
sana hep adım adım akarak geldim canımıniçi.. bir gün mayıs vakti sözlerini içerken başka bir gece temmuz düşlerine sarıldım bir akşam çaresizliğini duyumsarken ertesi sabah umudunu alnıma yazdım. ahh belki bilmezsin ama çocukluğunu dinlediğim her dizede, en az senin kadar tuz bastım kirpiklerime sonra çocukluk yıllarıma dönüp işte senin yaşama nedenin bu, dedim
diyeceğim; eğrisi-doğrusu ne yazar bitanem gör ki aklım ilk kez sende buluştu yüreğimle.. hani "yaşamak ciddi bir iştir sevgilim" demiş ya usta evet... acıdan çoğalarak, yanarak kitabın en orta yerinden adım adım sevmek, ağlarken gülümsemenin telaşıymış bir bakıma, öyle doğal öyle içten ansızın hücrelerimizi çekip alıyormuş kederden işte ben, sararmış bir yaprağın saklı yeşilini mavinin kırmızıya dönük kardeşliğini ve hatta turuncunun aşka olan o muazzam bağlılığını ilk sende yaşadım, yaşıyorum..
bugün harflerden yeni bir kule daha yapıyorum dört harften başlıyor parmaklarımın sevinci henüz toplarken kum tanelerini omuzlarımda gülümsüyor yaramaz çocukluğun. sen kulemize illa ki aşkı giydirirken ben o çok sevdiğin off ya bi dur triplerimi savuruyorum çocukluğumdan. deniz yanıbaşımızda okşuyor ayaklarımızı ve güneş yeniden sarıp sarmalıyor gerçeğimizi, kulenin en tepesine beş harf yerleştiriyorum yani seni, sadece seni..
şimdi gözlerim gözlerinde, usulca avuçlarına bırakıyorum şiiri ellerini ve ruhumu ısıtan yüreğini öperek, koklayarak
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kule şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kule şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
dizelere ses olan Hasan Karaşahin kardeşimin nefesine saglık kutlarım dizelerin son hecesine okutmak için yazan o koca yüregi cani gönülden kutlarım zevk aldım sevgi ile kal şairem
"biliyor musun sevdiğim, sen uykusuzluğun kollarında kıvranırken ben uzun seferlerden geliyorum başucuna.. uzun ve dalgın bir boşluktan koşaradım yanına uzanıyorum isminden kurulu bir dünya çiziyorum yüzümüze ayak uçlarımda eski bir yazının direnci aldırmıyorum yalan aşklara ama terkedilen, unutulan ve aşk mezarına habersiz gömülen tüm insanları, zulamda saklıyorum. onlara aşkın gerçeğini seninle anlatıyorum ki kendi değerlerini silmesin hayat, seninle yaşadığım mutluluktan."
bir şiir bu kadar anlatabilir içimde sakladıklarımı
teşekkürle şiire Sevgili Mina
ve Hasan ağabeyin yorumuna teşekkürle
sevgi dua ile
de_soulmate tarafından 9/14/2013 8:12:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
şimdi gözlerim gözlerinde, usulca avuçlarına bırakıyorum şiiri ellerini ve ruhumu ısıtan yüreğini öperek, koklayarak
aşklanıyorum..... ... ... Güzeldi ... Aşkın gerçeği çok derin ve yürekten yüreğe de değişiyor elbet... Bu da, aşkı anlatan şiirleri , daima güncel ve canlı tutan güzel gerçek şair. Saygıyla.
Sevdadan başka, yüreğimizden başka, şiirden başka, kimimiz var ki öğretmenim.
hiç biri eksik olmasın yaşamından..
''gör ki aklım ilk kez sende buluştu yüreğimle.. hani "yaşamak ciddi bir iştir sevgilim" demiş ya usta evet... acıdan çoğalarak, yanarak kitabın en orta yerinden adım adım sevmek, ağlarken gülümsemenin telaşıymış bir bakıma, öyle doğal öyle içten ansızın hücrelerimizi çekip alıyormuş kederden''
bizler kağıtla naçizane dertleşirken sen sesin ve usta yorumunla dizeleri; evlere, sokaklara, gemilere, peronlara, bazen bir pamuk tarlasına veya akşamın kızıllığına, bazen de çocuk gülüşlerine ve hüznün en yalın halinden şafağın ilk ışığına, kısacası hayata taşıyorsun.
seviyi anlatmak ne guzeldir sevmeler