Neyin festivalibir insan kalabalığı gözümüzde güneş rabia işareti karşılıyor her adımda kızılay çadırını açmış bir yerde festival müziği alınmış gösteri yapanlar yok insanı çalınmış yüzlerin her yüzde bir yabancı seğiriyor turşu kokmuyor stand araları samimiyet buzlanmış eklem ağrıları duyuluyor günlerin belleri ağrılı, sırtları kambur gelecek sırıtıyor ölü yüzüyle geçmiş üfürülmüş yabancı borularla kimliksiz bir kart vermeye çalışıyorlar yerden alır gibi yapıp, bayrağımızı! bu hengâmede sana benzetiyorum birini boşuna ağrıyor kalbim, ölüler memleketinde sağ bırakmadılar seni de; yaşamadan öldün posan belki şu yüzünü giyinen adam senin adımların benden geride karartılan odalarda çiğnendi esamen okunmuyor doğduğun evde lâğımlı su önünden akan! anlamadım neyin festivali bu önümüze uzanan rabia eller Ahmet seni kim çul gibi attı caddeye? tam önünden geçmişken bir toma kimse öldürülmemiş gibi ortalık Mısır için çalınmaz müzik kalan sağ ölülerde bir gariplik arkalarında bırakıyorlar kayan yıldızı sokaklar hep dünü tekrarlıyor! 13. 9 2013 / Nazik Gülünay |