örtsün üzerine sensizliğini bu hüzzam şehir
*
gül kurusu gri siyahı bir hüzün inerken ağır ağır akşamla bulutlara gün gider yine eskisi gibi gölgeleri giyinmiş ruhlar düşer kaldırımlara gecelerini çağırır eskimiş hikayelerin ve tanıdık yüzlerini gölgelerin her dilde söylenir durur ayrı bir ayrılığın şarkısı sol yanında hep yalnızlığı vururken zaman ne zaman yağmur yağsa bu şehirde kanar göz pınarları bir daha kanadı hep kırıktır göçmen kuşların solgun yaprakları savrulan bozulmuş güz bahçeleri ve tükenmiş ömür hanelerinde bülbül susar gül ağlar bu şehirde her insan öksüz kalır bir sonbahar şimdi gitsen bu talan şehirde senin de hatıraların kalır ardın sıra hayal gölgeleri arasına yazılır senin de adın biraz da senden yana eser her akşam gün yorgunu eskimiş bir rüzgar belki uzaklarda yankı bulur senin de sesin dalgalı denizlerin vurgun kayalıklarında yok yok ! sen sakın gitme kal bunca yokluğun arasında gitme ki bari avunsun biraz üşüdüğünde gölgelerinin ruhları gitme ki örtsün üzerine sensizliğini bu hüzzam şehir serin sonbahar akşamları .. * Mert YİĞİTCAN 03 . 09 . 2013 istanbul / |
her dilde söylenir durur
ayrı bir ayrılığın şarkısı
sol yanında hep yalnızlığı vururken zaman
bir yanım senden keder li
diğer yanım aştan yanmakta
ki zaman parmak uçlarımda kanıyor
gel sar yüreğimi sil baştan
tebrıklerım çokca
saygımla..