MANZUM NOTLAR-I
BİR RÜŞVETİN HİKÂYESİ
“Mehmet Akif ERSOY’un aziz hatırasına” Yalnızlığı severim, şairlik var ya soyda; İşim tez bitti, kalmak istemedim hayhuyda. Eh, hava da müsait, ayaz çekildi şükür! Öyle zaman oldu ki, donardı yere tükür. Fırsat bu fırsat dedim, kasaba da uğrarım; Yolumun üzeri hem, “Kıyma al!” dedi, Hanım. Tuttum böylece ben, fakirhanenin yolunu; Belli ki seçmişim güzergâhın en zorunu! Arabalar konvoy olmuş, yüzlerce ejderha; Kıyametten kaçış filmi, gördüğüm her levha! Korna dili sövmece, insanlıksız bir sözlük; Ambulans peşi kuyruk, yol çalmaysa kurnazlık! Kaldırımlar daracık; yürümek mi, ne mümkün? Anlayış da kalmamış, çarpıp geçiyor, gördün! Okullu mu bilinmez şamatacı bir güruh, Ortasında kalınca, çektim içimden bir yuh! İnsan, değer bilmeyen uygarlığa tazıyım! İlerlemek bu ise, ben durmaya razıyım. Büyüklük sayılarla, kalp rikkatiyse, çözük! Bu mu hürriyeti kullanma ölçüsü, yazık! Baktım ne kafam ne ayaklarım çeker beni, Daldım sokak içine, iyi de oldu, hani! Hiç değilse çiçekli birkaç bahçe görürsün, Arada bir göğe bak, kandır kendini: “Hürsün!” “Bu yapıda tek taşım yok!” deme, mahkûmsun bak! Öyle bir dünya kurduk, toprağa değmez ayak. Hapsolduk betonlara, yetmedi hayvan aldık; Onların da hayatından doğallığı çaldık! Hani derler ya iti an çomağı hazırla; Tam o hesap! Dedim: “Bunu sen istedin zorla!” Neyine gerekti yolunu tenhaya vurdun? Bahçe kapısı açık! Hırlar azmanı kurdun! Ne yapsam Allah’ım, aklıma gelmiyor çare; Isıracak hayvan seni, hem göz göre göre! Can havliyle hafızama bir açıklık geldi, Ne kadar köpekli söz varsa, tanıdık, geldi! At üstünde it dalar, it ürür kervan yürür! Atın önüne et, it... Hah, tamam buldum şükür! Hemen aceleyle el attım aldığım ete, Et kokusu alınca nezaket geldi ite! Derken, ardınca birkaç köpek daha türedi, Her biri bir lokma, etin tamamını yedi. Hayvanlar öyle aç ki, bu yüzden bana sarmış! Dedim:“Hele Yâ Rabb, verilmiş sadakam varmış!” Yolda düşündüm, nedir bu olayın meali? Hadi bunlar hayvandır; eh, bilmezler helâli... Ya şu eşref-i mahlûk olan insanda durum? Tokken bile aç, bencil ve insanlığı yarım! İhtirasına yenik, hem gönülde mürai! Para olsun da tek, ne say gerek ne mesai! Hep almak üstüne hesap, vermekten habersiz; Zannetme el etek öpmenin zahmeti tersiz. Yükselmek için alçalmak... Ne ağır bedel bu! Liyakatsizle haksızlık, en çürük temel bu! Bildim, çok tamahtan korumazsan cemiyeti; Her gün vermen gerekir bu haracı, rüşveti! |
Et kokusu alınca nezaket geldi ite! :) hocam yüreğinize sağlık. Okul ders kitaplarına manzume ve hiciv örneği olarak koyulsa ne güzel olur.mehmet Akif dirilmiş sanki, hem daha esprili olmuş merhum :)