karanlık
’’bilmediği bir acıydı bu defa
ve bilmediği bir şekilde kanıyordu avuçları kadın dı! kayıptı öz’geçmişi’’ ürkek bir çocuğun gözlerindeki masumiyeti söküp alırken kanata kanata daha bir beter bakıyordu Azrail’in gözleri ’ey yeri göğü yaratan Tanrı koynunda ölüyor kasıklarıma düşen cenini aşk’ın görsene teslimiyetimi’’ ölüm! yerin dibine giriyor yaşadıkça ağladıkça gülüyor hüzün yüzün yanıyor yüzümde yüreğime gözleriyle tecavüz eden sevgili her bir gece beklerken seni arka odalarında şehrin kaç tane yeni yetme hiç doğurdum ben ve kaç kere söküp attım ciğerimden çocukluğumu sokaklara göbeği kesilmeden hesapsız bir sancının orta yerinde kırılırken gökyüzü belinden kılı kırk yaran yaralı yılanlar dolanıyor boynuna zehri kir zehri kan gecenin şimdi şimdi uyuma sakın yılanlarını koynunda büyüten sevgili ’’bundan böyle haramdır çocuklara ve yalandır rahimlerinde yattıkları annelerinin elleri’’ |