SEVGİ CUMHURİYETİ ile kıymetlendirmek ömrü.
Hayatı nasıl sevmeyelim ki..?
Hayatı sevmeyen bir tek canlı düşünülebilir mi...? Hayat, dünyaya gelmekle ona saygı duyarak ve severek yürünülmesi farz, mecburi istikametimiz bizim.. ÖMÜR le sınırlandırılmış zaman dilimi içinde... Hayat, tanınsın, tadılsın, değeri anlaşılsın diye insana verilmiş , ilahi bir hediye...ki ; o nu bize bahşeden’in KENDİ SIFATI....!HAYAT...! Öyle güzel, öyle değerli... gel de sevme...! Ölen ölür, ömrü olan HAYATA devam eder ve hayat her şeye rağmen devam eder,. hafızasına milyonlarca ömrü, hayat hikayesini kaydederek.... Hayat herkesin ortaklığının olduğu büyük bir şirketmiş gibi sanki. Karda da zararda da ortaklık. Çekilmez hale geldiyse, direkt ve endirekt olarak birilerinin katkısı mutlaka var, sonuçları da doğrudan ya da dolaylı birilerini etkiliyor. İyilik ve güzellik adına da aynı şekilde işliyor çark... Evet, hayatı daha yaşanılası hale getirecek olan, hayat içindeki ömürler... Ömür sahipleri nasıl yaşadıklarını yeniden gözden geçirmeli... Kulağı kirişe kilitlenip ölümü bekleten korku, melanet ve çirkef imparatorlukları inşa edip HARCAMAK yerine, üreten, paylaşan, dertle de sevinçle de hem hal olunan, Evinden ocağından, tezgahından, sofrasından, secdesinden, çanından , Köyünden, kentinden, kışlasından, aşk hayır ve barış dalgaları yükselen büyük ve kucaklayıcı SEVGİ CUMHURİYETİ ile kıymetlendirmek ömrü. Bilinmezlikleri olsa da hayatın şu an durduğumuz noktadan bakarak gelecek diye adlandırdığımız ZAMAN diliminde, hayatı nasıl algılayıp yaşamaya çalıştığımız, hayata sarılıp sahiplen’işimiz belirleyici olacaktır. Sabır doğal refleks yani... Hani çarşamba ile perşembe misali... SELDA İYİEKMEKÇİ |
Yine güzellikleri farklı tarzınla dile getiren düşündürücü bir şiir.
Yine okurken düşündüren bir şiir.
Yine düşünürken nerde ve nelerin içinde olduğumuza bir an baktıran bir şiir.
Yürekten tebrik ve sevgilerimle...