Her kes kaderine etki edecek seçimleri yapar,..
Bizim şu sıralar toplum kuralları diye algıladığımız
ve sırtımızda kambur gibi taşıyıp silkeledikçe canımızı yakan her tür hurafe ve abukluk,.. öteden beri egemen olma hırsı ile toplumları güçsüzleştirme, baş kaldırı duygularını köreltme adına dayatılan ve kanıksatılanlar silsilesinden başka bir şey değil.. Evet,.. ne yaptığından eminsen,.. kim duyarsa duysun..Dedikoducu takımı, kendi ayıpları dile düşerse diye tedbirlerini almakta gecikmemişler zamanında..: " elin ağzı torba değil ki,.. büzesin...!" Bu bir olgu elbette.. Toplum kuralı diye kakıtılanlar bu kadarı ile kalsa ,.. nur nimet.. Ayıpların ayıbı olan kız çocuklarının tahsiline, kadına, sanata ve sanatkar kitlesine,.. bilgiye, doğruya, inanca karşı dayatılan ve hala taraftar bularak toplumsal dinamiklerden sayılabilen abuk subuk, desteksiz mesnetsiz kabullerin yanında bazıları pek masum kalıyor.. Sonra bir bakıyorsunuz, özrü kabahatinden büyük bir halk deyimi peydah oluyor... " Bizim millet bileni sevmez... çok bilirsen ayağını kaydırırlar.." Uygulamaya bakınca durumun aynen olduğunu görmekte gecikmiyoruz.. Önce bilgiyi ve bilgi sahibini kötü, halktan kopuk, maneviyat düşmanı olmakla itham edip etiketleyeceksin,.. sonra ne yapsa topluma yaranamaz hale getireceksin... "İlim çinde de olsa gidip al" diyeni, kandilden kandile anıp, sünnetini toprağa gömerek ilimi çürüteceksin....ilim sahibi ile beraber... en sonra da gömdüğünün yerine abidik bir ilim müsveddesi koyup iğdiş ettiğin toplumu maddi manevi neresinden denk gelirse sömüreceksin...! Doğrucu Davut diye bir sıfat bulup, yakıştırıp,.. doğru söylemenin, dürüst olmanın kerizlik ve hatta fena bir şey olduğunu söylemesen de açıktan,.. köyleri sırt çevirir hale getirip zavallı Davut’u ortada bırakarak içten içe yıkacaksın doğruluk kavramını... yerine" Yalandan kim ölmüş" ü koyacaksın.. açık kalmayacak..! Davut ısrarcı çıkarsa.... işte o zaman makam rütbe hazır...:"DELİ"....! Bütün bunları tezgahlayan zihniyet,.. her aydınlanma döneminden sonra yattıkları pusudan pişkin pişkin sırıtarak, yalanarak ve yaltaklanarak, kaldıkları yerden devam etmekte pekte becerikli maalesef.. Bilgi ve bilen, bizim milletin değil bu yüzsüzler takımının işine gelmez esasen,.. insanımızın saflık derecesinde temiz yürekliliği ve üzülerek söylüyorum,.. Yalnızca geçim derdine düşürülmüşlüğü ekmeklerine yağ sürüyor... Düzene uyma k ve yaltaklanmakla ikbal sahibi olanlar da kurnazlıkları ile övünerek kendi insanına ihanet içinde olmak lığının farkında lığını kaçırıyorlar... işin tadını da ... Üstelik bunu, içinden çıktığı insanını n bütün değerlerini hiçe sayarak,.. bırakın onu, bütün insanlık değerlerini hiçe sayarak, insanları koyun yerine koyarak,.. diğer taraftan,din, iman, vatan, bayrak, sosyal adalet, özgürlük.. sloganları yerine göre atarak yapıyorlar... Her kes kaderine etki edecek seçimleri yapar,.. evet..! Cenab-ı Allah, imtihan sahasını %50-50 pay etmiştir de ondan... Ve her kes kendine benzer,.. kendi gibi olanları ya çeker, ya da çekimine kapılır.. Allah’ ın yarattığı fıtrat üzerine ibretliktir,.. her nefsin seçimi ve seçimiyle kendisiyle beraber çevresine etkileri.... Lakin,.. Çoğunluk psikolojisi diye bir olgu var... Öyle de karışık bir şey ki, her birimizin çektiği sıkıntı ve hatta, şu yazmalara, paylaşmalara sebep... Toplumumuzun her kesiminden vatandaş,... daha ötesi, dünya halklarına mensup dünya vatandaşları,.. kabulleri ile birlikte kabul etmedikleri ama mecbur oldukları kural, kanun, mahalle baskısını da yaşıyorlar işte... Perde arkasını açmayacağım,.. çok uzar o vakit.. Şu kadarın ile yetineceğim ki ; Dünya hakimiyeti ideali ile sarhoşluk içinde olanların, her coğrafyada midelerinden ve nefislerinden kiraladıkları yerli işbirlikçilerinin, bir de ne yaptığını bilmez yandım akıllı familyasının yüzyıllardır süre gelen mesaileri,... özetle... Akıl ve anlayış sahibi olarak halk edilen insan,.. aklını ve anlayışını hatırladığı zaman,.. yanlış gidişi, yanlış anlaşmalar haline gelen tezadı fark ediyor... Aslına rücu etmelere niyet edenler ise, ilhamı ve nakli çok yakınlarında buluyor.. Elbette uzaklara gitmeye ve gökten ilham beklemeye gerek yoktur.. Seçimini hak tan yana yapanların, besleneceği yeter miktarda kaynak var . Ruhunu ve zihnini hak olan ilimle besleyip, zikriyle fark edilenlere Deli desen nee,.. Veli desen ne...! Aldırdıkları da yok zaten.. Hakkı bilip, batılla mahva giden şerefli insanın akıbetini görünce delirmesin de ne yapsın insan... Farz olan ilmi, kadına hangi hakla haram kılar,... ilim tahsil eden kadını o bilindik kötü sıfatla etiketlersin... İster ki; bir sanata gönül ve emek vermiş olsun... Ya da,.. Âlemlerin ve bizim Rabbimiz olan Allah’ ın sana en değerli ziynet misali emanat ettiğine nasıl damdaki sarı inek muamelesini reva görürsün... Ya da ticari bir emtia, bir reklam malzemesi,.. barbie bebek yerine koyarsın... Bunu ne gerçekte ve nefsin belasına bir türlü barışamadığın inancın, ne binlerce yıllık gerçek kültürün, ne de cumhuriyetimizin kurucusu Gazimiz böyle tarif etmiyor... Ama dedim ya,.. her defasında sulandırıcı ikiyüzlü takımı yılmadan yeni duruma göre başka bir ezber bozuyor... Asıl bu gidişin ezberini bozmak için,... Yanlışta olduğunu fark eden, bunu önce kendine itiraf etmeli.. ve sonra yanlışını telafi edecek çabaya girmeli, sonra da yanlışa yanlış diyecek cesareti göstermeli... İlla ki bir taraf tutulacaksa, hakça ve insanca duruşu olanların tarafında saf tutmalı.. Allah’ ın ahkamından, zatından ve sıfatlarından ve tezahürlerinden,.. Habibi’ nin (AS.) nakil ve sünnetlerinden gayrı eleştirilmeyecek, değiştirilmeyecek, yenilenmeyecek hiç bir beşeri hüküm, kural, kanun yoktur,.. insanlığın güzel yarınları, sosyal adaleti, aralarındaki sevginin tesisi ve huzurlu bir hiyerarşi adına... Kaldı ki, Hakkı daha iyi anlamak ve toplumlara daha iyi anlatmak için yüz binlerce veli didik didik irdelemişler,.. Külliyatlarca eserler bırakarak kapıları her daim açık bırakmışlar ama hiç bir şey açıkta kalmamış... Son noktaya gelenler de olmuş... Kast ettiği nefislerine ağır gelince ipe çeki vermişler,.. ahali uyanıp zincirlerini kırmasın diye... Alt tarafı.... "ENE’L HAKK" demişti Canım Mansur... Batı batı diye yırtındığımız tarafta ise insanların hayvan yerine konmasından başlar,.. kadına günahkar bir şeytan muamelesiyle,... sömürgelerle devam eder,.. doğayı ve insan dahil pek çok canlının genetiği ile oynanması,.. ilim bilim çağdaşlık insan hakları demokrasi gibi yaldızlı kelimelerle nasıl kölelik düzeni kurduklarıyla noktayı zor koyarız.... Elbette o tarafta da doğrucu David’ ler vardı ve akıbetleri hep aynı oldu.... "Kral çıplak " diyen Haymanalı Hasan Efendi değildi ki..! Bütün bunların üstüne umutsuzluk perdesini çekmiyoruz... Aslında her zamankinden daha umutlu olmalıyız.. Çünkü bilgi çağındayız.. teknoloji kullanımı gün geçtikçe çoğalıyor,.. Gereği gibi kullananlar da öyle... Fikirler, bilgiler hızlı ve doğrudan ulaşıyor mesafeleri dert etmeden... Ve her coğrafyadan Hakkın avazı,.. avazı çıktığı hançerlerden taa odamızın içine göz bebeklerimize, kulaklarımıza ulaşıyor.. SELDA İYİEKMEKÇİ.. |