Sahiplik iddiasında bulunacağımız neyimiz var ki?
Sahiplik iddiasında bulunacağımız neyimiz var ki?
Olsa olsa emanetçisiyizdir. Ve mutlak Olansa, emanetlerimiz-in tasarrufu ile ebedi hayatlarımızda hesabını vereceğimiz Sahiplikler üretiyor olmamızdır. Ne bu an, ne de geçenler... Bir zamanlar var olduklarını bilip, şimdi yoklukları ile varlıklarını anar olduklarımız... Ve zamana yenilip var olanları da Gün gelip anacak olduklarımız, iyi ya da kötü. Hani bizden aldıkları... Yaşadığımız an dahil! Bizden alınanlar, ebedi hayatımızda bize sorulacak olanlardır. Duyu organlarımızı tek taraflı köreltmekle onlara en büyük kötülüğü yapmış oluruz, Mecazen. Hakikatte ise dünyamıza ve urbamıza yapılacak en acımasız sabotajdır bu... Etki - tepki ikilisi siyam ikizi gibi birbirinden ayrılmaz... Etkici-ye verilen tepkilerin farklılığı Etkinin nitelik ve niceliğini değiştirmez. Farklılıklar, idrak kabiliyeti ve izan derecesine göredir. Yanlış yapana aynıyla mukabele, hissiyat olarak her insanda mevcuttur... Hınç ve Hırs yani. Amma, Yaratılma gayesinin ve terbiyesinin idrakinde olan için, işin İzan meselesini çözmek çok zor olmaz. Rabbim(CC.), kötülük düşünene eyleme dökmedikçe ecrini yazmazmış. Ama Düşüncesinden bile haya duyup pişmanlıkla tövbe ederse mislince sevaba boğarmış amel Defterini... Bu bilgi ile etrafımızı algılamaya çalışsak bile, emanetlerin tasarrufundan az Zararla çıkarız .. SELDA İYİEKMEKÇİ. |