İLK İHANETE DEVRİMDİR ŞİİRLERİMGidişin kızgın korlar düşürdü yüreğime. Mabedimde kurudu dalları çiçeklerin. Oysa; Düş zamanlarında suskun, Sarı ve donuk benzinde yara. Ve adına şiir denilen ne kadar varsa mısra. Koparıp hayat defterinden birer birer, yırtıp atıyorum. Oysa; Şu kapanan gözler ardında, Çizilen tüm portreler kayıptı, Bu gözyaşı denizinden geriye bir virane sandal kalırdı ya; O da... bu denizde batıktı. Gidişinle yıkıldı kalbimin tüm sutreleri, Çırılçıplak bir ben kaldım ortada. Bir ben vahaların ortasında kimsesiz. Bir ben sanrıların kucağında garip. Aslında ben, Serapların bile senli anlarını sevdim biliyor musun? Şiirlerin bile seni anlatan mısralarını, Neylersin ki Rengi soldu şimdi ebem kuşaklarının, Yakamozlar küskün kaldı geceye. Kaç umut bağladım ben biliyor musun senden sonra geriye. Söylesene şu kısacık dünyada, Kan ekip yüreğimin harına, Bırakıp ta gitmen gerekli miydi ? Değer miydi saatleri susturmaya, Yağmurları kurutmaya, Değer miydi garip garip gecenin kara koynunda ağlatmaya. Değer miydi gülüm; Ansızın yıkıp gitmek dünyaları başıma, Değer miydi gülüm; Hüzünleri kaşlarıma takmaya ? Değer miydi gülüm; Böyle şiirler yazdırmaya; Aslında; Üç soru işareti koydum adımlarımın sonuna, Biliyorsun işte, ünlemlerim kayıptı . Senden sonra geriye birtek söz kalırdı ya; O da... lugatımda ayıptı. Bekleseydin; Sana en güzel aşk şiirlerini yazacaktım. Kıskanacaktı ruhu mecnunun. Bekleseydin; Sana dişlerimde sıkışmış gülüşler getirecektim. Bekleseydin; Pembe düşlerine ansızın bir çocuk gülüşüyle düşecektim. Bekleseydin; Açacaktı dalında boyun büken yasemen, Bekleseydin; Böyle çaresiz bitmezdi bu serüven. Gittin işte... Gittin her yanımda deliliğim kaldı, Dilimin kürsüsünde "eyyy" ile başlayan "ah"larım kaldı. Buz tutan bir yalnızlıktı yanağımda yaş. Oysa şimdi; İki kirpik karasıdır, ak beyaz düşlerimi boyayan. Ve hala yokluğundu biliyor musun dudağımda soluklayan. Şimdi toprağa gelin kaldı dalları bir akasyanın Ve yüreğimde hüküm süren bir meleğin dilinde kaldı adın. Bekleseydin; Sana o melekten gözlerine edilmiş dualar getirecektim. Baş ucuna üç nur koyup, etrafından insi ve cinni kovup Üç kere o yeşil gözlerinden doyasıya öpecektim. Geride; Alın terimde ıslanan mendilimde adın kaldı. Bekleseydin; Sana bir mezar sıcaklığında gelecektim. Bekleseydin; Ölümün o en kara yüzüne bile gülecektim... Aslında; Üç can koydum bir mezarda cansız raks eden bedenin yanına, Biliyorsun tüm ecram gözlerine tanıktı Senden sonra geriye bir tek göz kalırdı ya; Onunda yeşili kayıptı. Bekleseydin; Dar bir hücrede bile aldırmayıp karanlığına toprağın, Ömrüne adanmış güneş kokan devrimler yapacaktım, Bekleseydin gülüm; Sana gül devşiren baharlar sunacaktım. Bekleseydin; Ölümlerden koparıp ölümsüzlüğü yüreğine koyacaktım. Oysa; Takıp kollarına Azrail’den emanet iki kanat, Bırakıp ta gitmen ak beyaz gülüşleri kirletti. Dalında tomurcuk gülleri titretti, Anla işte yeşil gözlü!!! "Ölümün en büyük ihanetti!!!" Engin Badem |
kutlarım
sevgi ve hürmetimle