LEYLİ
Kınalı yağmurlar düşüyor yanağıma
Hicran kapıda belli Bilirsin ağlayamam ben Gözlerime demirden perdeler döşeli Sana kal demeyeceğim Leyli Kanatların gümüş işlemeli Gökkubede salınacaksın Gökkuşağına banacaksın Yedi renge boyanıp Beni unutacaksın Bakışlarındaki ay aydınlığı söndü Leyli Yıprandı yüreciğin Benzin küle döndü Bir zaman daha atacağım kalbinde Vakitlice duracağım Sonumuz hüsran, sonumuz kan Soluk olduğun kadar Soğuk olacaksın bana can Bir sabah vedanla uyanacağım Ölüm uykusuna yatacağım Bu son değil mi Leyli Daha kaç kez öleceğim Merhametini bohçanda saklama İnsaf et bu aşığa Kalbinden başka sığınacağı liman Gözlerinden başaka ısınacağı yeri yok Kalbini satılığa, gözlerini ayyuka çıkarma Sen kaldırım çiçeği değilsin Leyli Sen kenar süsü Neon lambaların aydınlattığı Kahkaha masalarının mezesi değilsin Asaletini kilim altlarına süpürme Şehvetinin tutsağı Elalemin ağzındaki sakız olma Yüreğine hicret ettirip Dünyasını bacak arasına kuranların Hesabına yazılma Leyli Ben adamım,yürekli insanlar safındayım Gövdemin taşıdığı başı eğdirip Önünde diz çöktürüp yalvartma Layığı olmadığın bir dağa yaslanmışsın Bari iğrenç bir hayat yaşama Bu son olsun Leyli Muhasebeni yap kapat bu defteri Ta ki mahşerde Defterin sağında verilinceye dek... |