kobaycoşkun nehirlerin sessizliğine sor ya da sus olmuş gökyüzüne bu nisan duyulmadı yürek gümbürtüsü şimşek çakan gözlerinizin ardından önce renkleri soldu yüzünüzün sonra yoruldu hüznü u-yanmak kabus rengi rüyalardan yastğına küsen paçası kıvrılmış yorgan kavuşamayan ilikle düğme gibi gibi hiçbir caddeye açılmayan sokak göğünü bulamayan kuş -çatı aralıklarına mahpus- postacısı olmayan şehrin kayıp mektupları adressiz zarfların mecburi intiharı boşlukta salınan şüphe gibi müphem varla yok arası gerçekliğe kumarbaz aklın attığı zar hayallerin gölgesinde üremiş mantar tabiatlı hazinesini kuytularda gizleyen gazelini sıyırdıkça üstünden toprağın büyüyen ama zehirli ama zehirsiz ama merak büyüten toy yanlarımızın olgunlaşmayan meyvesi uzadıkça kollarımız uzağa düşen ama tatlı ama tatsız zaten ısıramayacağımız |
bazen bir karanfil bulur düşler
filizleri budanır önce
sonra yetersiz kalır kendisi
sevgi gibi
tüketilir
tükenir düşler
belki de iyi ki tükenir
yoksa
bir şairin öfkeli anında
beslenmeyip
asılabilirdi de...
tebriklerimle
şair