öğreniyor arkadaşım yolun ortasından yürünmeyeceğini biraz ders vermem gerekiyordu kendimi atmadan önce görmesi gerekiyordu geç kaldı, çarpıldım, cüzdanımı çaldılar
ağır bir referanstı siyah bir gözlük, fiyakalı gömlek bir de marka nasıl da adam oluyordu mahallenin en aptalı gördüm, konuşmadım, ağzını aradım sevgilim; sanma ki sinemakiyle çıkacak bunların gazı vibratörlü ve doğru akımlı motorlara ihtiyaç duyacak hepsi ben yolun ortasından gidiyorum korkmasınlar diye gül bile taşımıyorum gülmüyoruz çünkü
ahlaksızlık dersi vermiyorum on sekiz yaş üstü herkese kendi art niyetlerini yüklemekle meşgul olabilirler mesela sırtlarındaki en ağır günahı bile yükleyebilirler ı’m so hollow onlara göre, onlara göre karşısı dahi aynı hiç değişmeyeceğini bildiğim makas tutuşları var samimi olmaktan çok uzak da inkar edilmiş tavus kuşları kanatlarından çekip çekiştiriyorum tarihin kalu belasını cümle aleme örnek olmalı tirajediler sinemakiler lazım olmalı, ayrıca tirenler, koklanabilmeli hırdavatçıdan alınmış tiner gibi yâr göğsü
öğreniyorum, arkadaşım kızmış, sesini saklıyorum tahta bir sandıkta aşk lazım geliyor soruyorum, nasıl bir düşüş bekliyorsunuz tüm aminoasitler korkuyor aidsten oysa aidsi besleyen de onlar kendi pezevenginden korkan bir orospu şu proteinler size gelene kadar çok zengin müşterim var diyen torbacı ahlakı aman anırdı anıracak şu alt katta uyuyan kıkırdaklar bir kere ilk dişi çıkışta bile çok şey yüklenen çocuklarız bizler birkaç dişimiz eksik olsa ne olur izlerini bile kaybettirebiliriz rüya olabilir mesela t cetveli bile girebilir sıkışık deliklerimize önce ağzımıza tabi
intikam mı alıyor sinek sekizli etin en olgunlaşmış halini çizerken tahtaya ali ile veli kırk dokuz yazılı tabelayı göremeyen kimliklere bürünüyorum en arkada otobüsün yedek şoförü silisyum ile nitriti karıştırıyor o anda bir kadın elinde yarım litre bir pet şişe ufacık pipisiyle çocuk yarı uykulu işediği şişeden su içerken de çocuktu, şimdi de ben yol veriyorum onlara seksen model gülüşümle gidiyorum tam da dediğim gibi orta yoldan yürümeyeceğini bile bile
üre düşmanı sivrisineklerin uzaktan akrabası keneler takılıyor yüz yıllık bir hapis gibi çekilen derin hasrete sessizce kanatıyor. neremiz kanıyor biliyor olmalıyız daha ayın başı olmamasına rağmen önceden hazırlanıyorum ben de senin gibi kanamaya açık denizlere açılmadan sümüksü babalardan halatı çekip anlatacak hiçbir şey olmaması ne kadar da kötü, bunu da biliyorsun yolun ortasından yürümemek de ne kadar kötü müş tarihi bir intihar diye kayıt altına dahi alınabilirim nasıl bir new age mahkumiyeti bu bugün de buna ağlamak için uyumayacağım mesela tatmin edemediğimiz onca şey sonra tatmin de olamayız
elimden aldıkları onca şansa itiraz da etmiyorum ben seni seviyorum mesela, buna bütün dinler şahit -biz dahil hayal kurduğunda kalkan hüzünler paylaşmayı seviyoruz ayrıca tam da orasında küçük sayılanları ama biz sormadan kolaycılığa da kaçmıyoruz nasıl bir dönem bu, arkadaş cahiliyye alt etmiş derken keşke hiç ağlamasaydım diyorum doğarken keşke bir misyonum olsaydı ağlamayıp evvelden o zaman kimse şefkat da göstermezdi annem Fransa’da on altıncı yüzyılda bir kadın olurdu o zaman benim ise servetim piç bir çük ve aziz çan yine de severdin değil mi beni
ah yolun ortası, ah o azgın arkadaşın iltimasları asla eğilmediğim için tüm bunların hepsi önce sana olan aşkımdan başlayı copluyorlar sonrası kerim, bir yer de biterler elbet cüzdanımı çalmalarına gülüyorum komik bir yüze ait kimlikler görmeye sevdalı pezevenkler daha kaç cüzdanla tatmin olabilirler ki, bir de unutmadan altı dolarım bozdura bozdura sıçarlar en pahalı yüznumaralara asla beni bulamazlar ama asla bana küfredemezler asla domalamazlar Ay’a karşı yolun ortasından hızla geçip gitmemi beklememeleriyle beraber ilave hışımlarda ricalar kiralarım
geç kaldım, ihbar edilmişim çoktan televizyon arkasında biten tüp kadar mel’un bir karartı içimden söylemiş olmalıyım bu duayı söylemeden nasıl da asiyim kirpiğim bile kalkıyorgözüme hepsi ayrı bir isyan toprağa karışır gibi bağırıyorum rahimlerden önce yumurtaları kırılmış kendi kızımı ağlatıp, sonra erkek oluyorum bu akan ne bir çay, ne de yeşil bir nehir anne demelerine ramak kala ölüyorlar
dedim ya geç kalıyorum fiyakalı abileri de aynı yolda niyazi biraz da kitapsız peygamber doğmasın diye bunların hepsi
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ortanca yol şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ortanca yol şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çok şeyden sözedilmiş, yolun ortasında olmaktan, eğilmediğin için coplanmaktan.
Şair, yazar dikbaşlı olmalı,
cüzdanı çalınsa bile taviz vermeden, doğrularından.
tebrikler,
selâmlar..