Özlem 31- Şükür / ksaşlarımı sabınnadım tıraş olayın derkene ciletinen barna(ğı)mı do(ğ)radım favilimi düzeldeyin derkene de şaka(ğı)mı cızdım çenemdekinnerin haddi hesabı yok zati bi tüy dokandıysa orayı bi da gazıdım ciledi de(ği)şdirdim emme çenemin altıdakı sakalları alasıya epey bi yüzdürmüşüyün gene de olacağ o kadar da gan kesilmeyoru ku bacım seğitmiş dedeme gandaşı buldu geldi bi de yüzzük, başımıza gelen bişi değildi verdik aldık sürtdük “ne de olsa özlemden bi hatıra” deye avındım höyle elimin tersiynen yokladım kokulandım, saşlarımı darayıp-keyindim heş bi vuk(u)at olmamış ğibi guytu bi yere oturayın dedim çakdırmadan gözetlerin eyicene bi anasının dıkgatını celbetdirtmeden son bi tefa görebilsem ömrümü verecen bi kimsenin uruhu duymaz deyon gafamca bi de duymayan-bilmeyen mi ğaldı deyon bobasından başga o da biliyosa ayıp ediyoz valla ne de olsa köyümüzün adamı de(ğil) mi ya! evden usulcacık çıkdım köşeyi de dönerine-dönmez pırrrr! sığır sürmeden ğelenner “-anan ısmarış ısmarladı” “-bazar gamyonu ğetdi” deyollar “-etişemessin len ne seğidiyon” fark etdiğim mi var duyduğumu kelp olayın anlamayon “-Akgulakların evin orda etişirsin” ne bileyin kim biri gasa mı yükletçeğmiş hasda mı, varımış neyimiş “-demek ağırlaş mı ğız” “-kaş gündür eyileşememiş” “-cığara anam cığara” hay cığarasını ben aynı fızınan son sürat ülüzger ediyon etirafa pat pat pat tam da Solmazın köşeyi döndüm bakdım gamyon ğediyo benim seğitdi(ği)mi ğörenner fıyığımı duyannar elbirlik fıyık-ıslık ba(ğı)rışannar gamyondakınnar gamyonu durutdular soluk-soluğa varıvıdım şükür Alla(hı)ma etişdim “şükür”ün-“sağolun”ların arasında har soluk, biri elimden dutdu çekdi kendimi atdım gamyona ara-yere sığışdım yönü-geri de ossa gamyon yörüdü emme ben uçuyon emme ne yalan söyleyen herkeş beni bi ğözel süzüyo gaşımı ğaldırıp kimseye bakamadım mahanam anasına yakalanmayan alayımda fuğan olması bitecik onun saşlarını dalgalandıran yel yüzümü okşayo ya yetiyo es dinine yana(yı)n onu gören gözler bana da bakıyoya aynı havayı soluyon ya Allahdan başga ne isterin “-len o(ğ)lum ıçcık erken gakıvısan ya” “hindiki ge(n)şler tembel yöbossun” “-madem getçeğdin anan neye ısmarıç etdi” “habarı mı varıdı bakalım bunun netce(ği)nden “-ağşamdan deden Memet bazara getçek filen demediydi” “kendi biliyomuydu bakalım” “-hinçiki ğenşler” “-erkenden gakmaya kerasınıyollar” her gafadan bi ses zart-zort , evir-zavır “sankı size ne el alemin işi-ğücü” .. “kiyasımın sen müzevir hökela adam” işin yoğusa herkeşe cüvab yetir dert annat merem deyvi hayır Özleme ğarşı ma(h)çıp oluyo insan emme ne Özlem ne anası “gıık” demeyollar birine bişiy desen dikleşsen, cuvap bersen adım hökelaya çıkacak bakarsın gene dayısının hışımına u(ğ)rarın bişiy deel topuğuna çıkmaycak adamlardan laf eşidecen emme Allahı var anası hiç ağzını aşmayo aşsa hayırlı laf etmeycek o belli bobası da heş bişiy demeyo adam bilme(z) mi benim neye geldiğimi emme belki bilmeyodur durumu adam bu yaşın, o makamın saabı olmuş hiş bilme(z) mi tilkinin neye dolanıp durduğunu kendi genç olmadı mı havas olmadı mı hiş ne vukuatlarınan garşılaşıyo kimbilir gosgoca memur.. haralda arkamdan yandalar dönüp baksam, göz-göze gelimiyiz, Özlemine(n) ya anasıynan göz-göze gelisek onun orda olduğunu bilmek yetiyo bana ……….. otoposları kaşda gediyo acaba savışdırsam hööyle uzakdan, uzakdan emme çook.. çok uzaktan fark ettirmeden el sallasam “gelcek seneye bi sene var emme ben her saniye seni düşünecen bekleycen” dercesine görse de görmese de acaba şöfer mallinde miler öyle ya mı(h)tar yer vermişdir ya da sıkışmışlardır “-şükür valla eyi ğeldik zabah ezeninden beri direkson sallayon bazarda galacaklar parasını versin geş galanı beklemecez haauu sahat bir dedi mi yörürün ona ğöre” Alibenin ğarı yüzüme baka baka “-musafirler ğetdi mi ğayrıı!” “-Senget’e ğetdiler zabahdan onnarı eletdim ğeldim ordan ğedeceklerimiş” “-ha sonura ğediviseler olmayo muymuş” “-bazarçıları eletip gelip götüreyin dedim geş galılarımış, otoposu gaçırtdırılarımış zabah(ı)n ayazını da yeyinçe valla gulunçlarım filen dutuldu küre(ği)m, eğeylerim, çinizim dutuldu ğaldı” “-len hinci çarpılacan öte ğet” Sidikli Sülemen “-ne bakınıyon olum aval-aval” ……. Karirbem “-me asdanım madem sen geldin anayın hu ısmarışlarını kendin al” ……….. .. … ………. . . ………… RESİM için F.Polat Çelik’ e teşekkürler DİPNOTLAR celbetmek / cebretmek: karşıdakinin özellikle bakışlarını kendi üzerinde yoğunlaştırmaya zorlamak zart-zort :atıp tutmak, bilgiçlik taslamak, aklının estiğini konuşmak, böbürlenmek evir-zavır : ıvır-zıvır boş gereksiz laf kalabalığı müzevir: laf taşıyan, ara bozucu, çok konuşan merem / meram : asıl dert, amaç, gaye, hedef eletmek: iletmek, ulaştırmak, götürmek gulunç / kulunç : yel, omuz ve sırt (kürekler arası) ağrısı ARKASI YARIN |
bobasından başga...İbrahim Çelikli
...kıymetli dostum her şey babadan saklanır bardak kırıldıktan sonra babaya haber ederler. ondan sonra baba ayaıklasın pirincin taşını.
...kutlarım.