Ah, O Gözlerin!
Ah, O Gözlerin!
Tarifsiz bir hüzün kırışığında Kalbimi ikiye böldü gözlerin. Kederden bir demet var kucağında Kim ne yaptı neden doldu gözlerin? Ey güzel! Nedir bu matemden nazar? Duruşun bir garip bakışın bizar. Gülistan içine kim kazdı mezar. Neden bir gül gibi soldu gözlerin? Örtmüş gül cemali zülfün telleri Yurt etmiş bülbüle gurbet elleri Kadir bilmez, yaprak sanır gülleri En son hangi vakit güldü gözlerin? Tattın mı hazların en yücesini O kitaplara eş, “aşk” hecesini… Kim bilir kaç yiğidin gecesini Süsleyen Süreyya oldu gözlerin. Bir zaman Leyla’ydı, bir zaman Şirin Semadan yüceydi, denizden derin. Mecnun’ a çölleri eyledi serin. Ferhat’ a dağlardan yoldu gözlerin. Yükseltip yürekten intizarını Kurmuşsun meydana can pazarını. Kurşuna çevirip her nazarını Vuracak beni mi buldu gözlerin. İsmail Uysal |