35
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
2441
Okunma

Boş gayedir özlenen, yangına namzet sevi;
Her şeyi özden uzak, sulh denilen nesnenin.
Kim donatır haybeden, gönlü kahırdan evi?
Şöhreti hançer midir? Çiğ yenilen nesnenin.
Zikrine bak tutmadan, gül dağıtan ellerin;
Hâmili kim önce sor, görgüsü kimden icat?
Şarkısı bentler yıkan boz bulanık sellerin;
Fikrini gör, dalmadan döngüsü nerden ricat?
Arz edilen güftenin aslı neyin imgesi?
Hangi dönek sallıyor, saklanılan kuyruğu?
Can verilen ülkenin kaldırılan simgesi;
Fermanı nerden acep, hangi ruhun buyruğu?
Menşe-i soysuzların gittiği yol âşikâr;
Aslı, mukaddes olan ülkeyi yıkmak amaç.
Otlanacak yer bulan, katli vacip canşikâr;
Üstüne yandaş bulup, sevgili başlarda taç.
Irkıma kin besleyen hayta adanmış vekil;
Ermeninin aklı çok, satmaya çıkmış yola;
Maske takan yüzlerin her biri bin bir şekil;
Sünneti yok farzı yok, mahcubiyet(!) kol kola.
Bir acayip keyfiyet neşroluyor, şaşkınım;
Böyle aciz hâllerin dünyada yok benzeri.
İşte bu yüzden, Fırat nehri kadar taşkınım;
Baş yarıyor bendegân, kalk Oğuzun leşkeri!
Müf te’ i lün / fâ i lün / Müf te’ i lün / fâ i lün
_ . . _ / _ . _ /_ . . _ / _ . _
14 nisan 2013
Trabzon
5.0
100% (38)