Hazar SumrusuBir -giden ve kalan- hikayesi yazmak istersen sen de Uçan balonların yükselirken nasıl renk değiştirdiğini... Önce kendi gözlerinden başlarsın anlatmaya Avluda cennet uykularından uyanmış Sabır ile selamet sözlerinden. -Sonra yaseminler ve açelyalar Kendiliğinden konuşmaya başlar Balkonunda çay içerken sen Kırım güneşinin karşı sahilinde Hazar sumrularını görürsün.- Bir -giden ve kalan- hikayesi anlatmak istersen sen de Eski sarmaşık duvarında nasıl ağladığımızı... Elleri sanki bin asırdır mezar taşlarında Boş sulukları temizleyen çocuklardan bahsedersin. (Mutlaka bayram sabahlarına iz bırakmış bir cam buğusu Ve çok acıyan Çok kanayan bir gülümseme...) -Sabah göz kapakların birbirine yapışır senin Baban ılık çay ve pamukla siler onları İşte derim Kimse duymasın diye Böyle sessizce ağlar hazar sumrusu.- Annenin alnını koyduğu cama Israrla dokunurken sen Bir damlacık su akar pencerenin dibine... Göçler biter. Geriye yalnız birikmiş sular kalır. kıyıdaki adam |