Gözlerime sis çekerek süsleniyorumŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Elif’in Hasan’ı....
..
Ey dalgalarında kaybolduğum ırmak zincirlerimi eriten pişmanlık dilimi ünlemlere bulayan nakkaş ey korku surlarının keskin ayracı ey ibrişim urganı boynumun… bir ah derim bin yankılanırsın nereye gizlesen duyulur sesine sinmiş bir kere sesim ben seni överim aşık olur cümlesi çöl kuşlarının yerden yere çalarım da üstüne şehirler kurulur kanatlarını doldurur çıkmazların rüzgarı bir turaç Erek’ten havalanır balını taşımaz olur incir ceviz tanesi kabuğundan kurtulur Sis çekerek süsle sevdanın sözlerini gönlümüzün astarı narin şahinlerin dili pek ve durmadan yırtılıyor ruhumuz ey hesen evdal köprüsünde yollar bağlayan ağız ey zap suyunda aşıklar yıkayan yitik buzlu sularını çektim sineme bir ömür kalbim kalbine mühürlüyken söyle büyük ateşler hangi suya ulaşırsa durulur ey küle dönmüş beklemenin serhadı yaslandın gitmedim mi geldin dayanmadım mı hala ham mıyız gülşeni bağında sabrımızın boyunca hatmiler geçtim senden doğdum da bin kola ayrıldı göğsümdeki nehir tenim yok yürüyüşümden başlamam söze ne kaşım ne de kirpik sana doğrulan bir çift sözüm ki nerede yapraklar hışırdasa nerede tutuşsa bir köy Bitlis ten çıkar upuzun gölgemiz kırılır yol denizler yutmuşa benzer yüreğindeki susuzluk kimler görse imrenir ansızın ve masmavi ışıldar bir göl Siradeğ derler çoktan unutulmuş bir çiçekti sevgilim mum gibi yanan kızların elidir geceleyin öyle derin öyle sığ sessizlikler içinde yıkanır fırtınayım ayazım elini ver nerede elin,, ey nice kıyımlar görmüş botanın hırçın deresi ey ağzında sardunyalar gizleyen ergenlik çağım dünyalar esirgenen şaşkınlığımız aşkın yüreği gam dövmeyen çobanlar ne anlar her seher vakti yeniden ölür kaybolan ey kendimi içinde bulduğum harlanmış dağ göller gözyaşıyla tazelendi, dikenler eliflendi artık gül sütleğenleri karıncalar bölüşür hangi kuyuya atsak aşkımızı ey’lenir ve ada görünür ve â’ nın şiiri de yazılır bin tebessüm binbir tebessüm .. |
gülümsedim:)