Uzak Gitmeler…Sisler içinde beyaz düşlerdi bekleyen gidişine savrulan üzgülü ömür kırgın rüzgâr geri gel… saçı matemli kadın kaç kuşkanadı çırpınır omuzlarında özlem ıssızlığını sarar gökyüzü gözleri ağrısız gece yanığı sis basar, is kokar kaçamazsın elinde bir kolye yarısı sana yarısı ona açılan figürler sus konuşma incinirsin iyisi mi? … Kasvet kol geziyor buralarda… eski demir kapıda kaldı son veda deniz kendinde yıkanırken bir sabah bende kaldı yüzün beklenen sahilde martı uykusu düş kırıntısı taşırken… ahşap iskelede hüznün nefesi rutubeti belki bundan boş sandalye suskun mu suskun bir uçumluk tül uçuşu gidişti eskiyen iskelede bekler kuşatmalı sancılar bakışları ufuk çizgisi gözleri dalga kalıntısı bir aşkın parçalanmış kavgası suskunluk en büyük savaşçı. hani eski tekerlekler takılı ya kenarlarında bekleyen limanda kaç özlem kaç lodos gemisi vursa yamacıma hissetmem… sisler de dağılmaz denizde uyumaz bende yorulmam acımda… Şimdi git rüzgâr ol, güneş getir gelirken… Fotoğraf Oktay Bingöl |