her ölüm çocuktur aslında... sonra kendi ölüm ilanımı okuyorum bir gazeteden herkese göre yaşlı kendime göre çocuğum annem içinse bir imparatorluk belki de surları yıkılıyor kalbinin annemin... ambulans sesleri otoparklar dolusu cenaze arabaları beyaz bir yazma elinde kenarları elma şekeri figürlü her şey aynı ve hep apansız, yağmur gibi koşarken düşmem gibi ellerinden biraz ağlaması bulutların ve taziyesi hatırı sayılı dostların bir sabah vakti sala minarede bütün odaların ışıklarının yanması sabahlara dek yedinci kırkıncı elli ikinci gece ve başı kıbleye dönmüş bir tabut ekilir gibi toprağa büyütmek için bir ölümü mahşere orada rüzgarın saçları çaput ağacı sanki bir dolu mavi papyon ve sayısızca kırmızı kurdele... de_soulmate *yorumsuz lütfen* |