Sessiz Karanfilkimse merak etmedi boğum boğum kırılmış içten içe kaynamış dal ucunda nasıl yaşar karanfil susarken konuşurken ne güldü yüzü ne güle benzedi için için çürüdü teni şarkılar yazıldı türküler çalındı kokusu dimağda ismi dudaklarda kaldı salkım salkım saçları makaslandı mezattaki en sessiz çiçekti bir köşeye atıldı üç kuruşa satıldı kimseler sormadı öksüz müydü karanfil 25 Mart 2013 – Zeynep Özmen |
içinde yüzdüğü denize dargın bir balığın iç çekişi gibidir..
hani şu resimdeki beyaz gül varya nasılda kapıya dayanmış
karanfilli zamanlara ironik bir iç çekiyor değil mi?.
şiir bazen kanlısını kovalayan mısra gibidir..
yo bu kimsenin arzusu değil aslında.hayatın ayarı bozuk ve
harfler durmadan kurma kolu görevi görür..
yoksa karanfile dahi öksüzlüğünden iç geçiren,'kendi saçını başını yolan'
bir yazar olunabilirmiydi..
ustanın dediği gibi' herkes aşık olabilir fakat adanmışlığı ender insanlar yaşar'
harflerine şizofrenik tutkunluk bu adanmışlığın apaçık belirtisidir işte..
yazı bir yana birde yazanın içinde gerilen yaya dokunanlar anlar..
bunu bir şiirden yola çıkarak tespit etmiyorum elbette zeynep şairim..
gerek geçmiş tüm şiirlerini bildiğimden gerekse ellerin,bilincin hünerinden biliyorum..
en güzel kırçiçeklerini adıyorum şiir bahçene..sevgilerimle.