kasım sağanaklarıgamzenin çukuruna ektim yedi vermedi gül ayaz değdi kavruldu kızıl kızıl baharın fidanları... tam da katarın başındaydım tam da önüm arkam curcuna fırtınanın içindeydim filizkıran kırana... çok acı her günün dudağına değiyor pamuğa sinmiş zem zem köşe bucak yitim ağlamakları ince beter... yürek çırpıntıya mahkum ter ter... ne desem tükenmeyecek kasım sağanakları kum yağıyor dağılmış zaman a yavru... diyorlar ki üç günde soğur kırkında el yordamıyla bulursun başını sürersin yollara yalın akıl... bir yanda kudret kalemi selviler kirazlar limoni çiçekler gün arasına dürülmüş sararmış günler... çok siyah bastıra bastıra yazılmış harfler vurgusu altında ezilmiş im gelenin noktası... yağmurda toprak kokusu kasım gibi ama nisan ortası... belki varsa bu akşam halesine ip bağlarım mehtabın horozşekerini yerim doğmaz hiç güneş... karanlık pınarlarda akça türkülere nazlı yıldızlar... şakır salkım söğüdün dalında ishak kuşu kuytulara ateş düşer... toprağa diri diri gömülmüş her günün yasını yüreğinde saklar hoşçakal... iki gözü sebil çeşme mühürlü tuğralı a yavru... |