Misafir
Bir kalp çiziyorum küçük ellerimle
Büyük bir itina ile Buğulu bulduğum odanın camına çiziyorum bildiğim tek kalbi Bir ıslık duyuyorum sonra uzaklardan Kalbim ıslanıyor, ısınırken camlar Beni ısıtmayan soğuk zamanlar kalbimi bozuyor Kalbim kayboluyor misafiri olduğum bu evde I Kalıcı sokakların vazgeçilmez yolcusuyum Kalbim misafir bedenimde Ya da bedenim misafir ruhumda Ruh uçacak Beden çürüyecek Kalbe ne olacak? Bizden geriye bir şey kalmayacak Ama sahipleniyoruz misafirken Misafirliğimizi unutarak bağlanıyoruz geçiciliğimize Umut bağlıyoruz iki yanımıza sarkıttığımız saçlarımıza Sağlı-sollu umutlar Ama benim saçlarım dağınık iki yanımdan daha çok yana dağılmış Ve karışmış kendi içinde Kendinden habersiz Ve varlığını borçlu olduğu baştan Yıkadım birbirine dolanmış saçlarımı Kendi içindeydi kavgaları Kendi içimleydi kavgam Saçlarımın dağınıklığı ve birbirine dolanmışlığı gibi karışıktı her şey Biriktirdim içimdekileri sana Tek bir seferde harcamaktan korkmadım içi geçmiş duygularımı İkindi vaktiydi Güneş bu günlerde hep bu saatlerde pencereme gelirdi Ben de çay demlerdim güneşi misafir ederdim iki kişilik koltuğumda II Saçlarımı taradım sonra Üzerine çay içtim Hep olanların üzerine, gidenlerin üzerine bir şeyler içiyorduk Susamamak için neden ararken Gidenler oluyordu ve bu en büyük nedendi sulamak için etrafı ve ruhumuzu Arkalarından döktüğümüz suların ardında kalanları içiyorduk Musluğun son zamanlarında kalan damlalar gibi Özleyeceğimizi şimdiden hissetmeye başlıyorduk Özlemi içmeye başladığımızda buluyorduk III Olağanüstü günün sıradanlığında gizliydi olaylar Saçlarım kuruyordu Saçlarım ıslanıyordu Yağmur kokuyordu saçlarım, topraktan olduğu için Gel-git zamanların gelmeyen misafiri Yokluğuna bugün de soğuk su içtim Saçlarımın uçlarından arta kalan damlalar gibi Buz tutan zamanlar biriktirdim içimde Hiçbir mevsimin ısıtamayacağının bilincinde Donarak sabahladım Her kış teneke sobamız yandığında Camların buharlaşmasını bekledim sessizce Bir kalp çizdim küçük ellerimle Büyük bir inat ile Kalbin içinde adın O kadar yazdım ki adını Bana seslendiklerinde duymuyorum artık adımı Unuttum adımın baş harfini Baş harfini unuttuğun hiçbir şeyin anlamı yoktur artık Ve yeryüzü: Yağmurda cama yazılan Eşi olmayan Benzerini çizemediğimiz yalnızlıklarla dolu On Üç Mart İki Bin On Üç 15 25 Nevin Akbulut |