sükut-u taharetBugün uyduğum şartlara bakındım meyve yedim, özellikle elma Adem sandım kendimi, yanıldım hadesten taharet, hadiseden ibaretti mevzu bahis evvelde rüşdüne ispat aşk teyemmüm almaya bayılan tembeldi bilemedim, sırada necasettindi taharet ah mesafeli fedai bu nasıl maharet, bu nasıl kısmet kapanmaya ant idi setr hangi avret avradı oluyordun yaranın hep hasret hap kahsvet tek nimet yüzü kızarırdı dinleyin kızmak, y/akmaktı dile künleyin siyah üstüne kabe ne kadar kaçarsan kaç yüzün olacak derdi göstermeye yüzün abada cennette aşktı Adem’in niyazı Kabe görünmedikçe gönül har yar dile uzak oldu hangi taharette mahirdi öfke dil ininde kül olup, ankaya ilham oldu Haydi konuş sen yabancı merhemine inanan mı kaldı |