Gerçekleri yazacak mürekkebim yok her trene el sallayan bir şiirim mutlak
O manzarayı iyi bilirim Pencerenin ardında gölgeler pencerenin ardında iyi gibiler
Yeşil otların üstüne gün ışırken Kuzuların hatırına çimenliğe adım atmadan botlarımı çıkardım Sonsuza değin yaşayan bir yıldız olmadığını gün doğumunda fark ettim Kapım aralıktı Gözleri siyah bantlarla kaplı melekler Sistem tabağını taşıyordu Piraye uyandı aşk avlusunda tutulan duygularını okşuyordu Onun kadar acı çekmediğimden inançlıydım hala Tanrı’ya Doğruldum
İyi misin? iyi sayılırım Kötü değilsin! Kötü sayılmam
Yaşam süresince görülen kabusları hesaplayan bir makine icat edilmiş Görüntüler saydam bir o kadar ulu Bir gün Paravanın arkasında buldum gözlüklerimi “Kulaklarına değil” diyordu ısrarla “Gözlerine Takacaksın” Görmeyi bilmedikten sonra ha saçlarına ha kulaklarına Suçluyum !
Hayata değil şiirlere yakıştığım uzun fakat ağır romanlara Hepsini ölüme tercih etmediğim için Bilincim aşık olmanın sakat merdivenlerinde İki basamak sonrası … Gerisi bana ait
İnsan yürüyüşü taklit etmeye çalışan tekerlek İnsandan daha hızlıdır İnsanlık ideallerimi babamın icra dökümlerinde kaybettim Size bir itiraf
“Hayatımı renksiz sırların ölümsüz pitonların mahvetmesine izin vermedim”
Çok aylı yıllarımda Giz ve suları yaşamın istisna yılgınlıklarını Gelen yeni trenlerde sorgulamadım Sevgi’den ayrılmamak beni diri tuttu Sayısız kez çıplak teoriler ve haz dolu küvetlerde yıkandım Önce ben gittim Sonra şunlar
Suçsuz olduğunu bile bile insana hüküm verenler Özgürlük savaşçılarını idam edenler Anıt Kabir de Anıt Kabir gözü yaşlı içi paslı paşalar Benden berbat görünüyorlardı Komik fakat hüzünlü kuşlar Hala havalanmadı
Düşünmem gerekiyor barış ve huzuru Önce üstünü örttüğüm gerçeği düşündükten sonra Koskoca savaşı Savaşı yerle bir ederek Sonra barış sonra Barış
Çok değiştin sen ! Solcuolmak hep fakir kalmak sayılmaz Gönül zenginliğini züğürt tesellisi sayma kardeşim Düş gücünü kullan zehirli yılanların seni emzirmesine daha ne kadar Daha kaç asır dayanacaksın
Bir Cuma günü geldim Mübarek olduğunu unuttum çakıl taşlarını cebimden çıkardığımda İbadethane dağılganlığını yaşıyordu İçeri de az evvel dualar Dışarı da an evvel kıyımlar ölümler
“Haksızdım” suçlu… Benim haksız Suçluluk’um hayata değil “Şiirlere” uzak kaldığım “romanlara” “ insanlığın avuç içinde kaybolmasına”
Geçmiş zaman Haklısınız Hayırlı bir Cuma’dan daha kutsal bir gün olamaz Bu Ülke’de…
Not: Sizi sizden kaçıracak özgürlük uyur uyuma uymayı terk ettiğiniz zaman gelecek
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Adalet'i Çalmak şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Adalet'i Çalmak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
bende etki bırakan unutamadığım bir filim en çok bir odada hap,s halinde beklerken karşı hastahaneye yapılan saldırı sırasında yollarda ölen ve odadan dışarı çıkıp ölü takliti yapması..
Seni anladığımı; ama adalet denilen bu tamahkâr tüccara hiç inanmadığımı söylesem kızar mısın bana? Şayet kızarsan ne kadar haklı olduğumu tekrar öğrenmiş olacağım,ama yok, neden kızayım ki, dersen de yine tepkisiz kaldığın için kendimi suçlamaya başlayacağım. iki durum da adaletli olmayacak dolayısıyla.Bu sefer, hani adalet o zaman diye bağırmak zorunda kalacağım ve suçlusu sen olacaksın.İstemem bunu da.
Bu nasıl olacak? Hadi o zaman hep birlikte düşünelim; vazgeçtim… Adaleti bekleyelim yeter,belki bize anlatacağı şeyler vardır.Hani bizden sakladığı o altın kaplamalı vecizelere var ya onlardan.
Düşünüyorum:
Sokrates’ı adalet için asmamışlar mıydı? Evet,evet onun için.
Peki ya Cicero’ya ne oldu?
MÖ 43 yılının 7 Aralık günü başı kesilerek idam edildi.
Ne için? Adalet için. Kimin için? Marcus Antonius için. Ne oldu? ‘’Başı Forum Romanum'daki Rostra'da halka teşhir edildi, elleri ise Senato binasının kapısına çivilendi’’.
Neredeydi adalet? Kırmızı başlıklı fahişelerin koynunda demleniyordu.
Kim söyledi? Resmi Halk’lar ve çıngıraklı uşakları.
Kim inandı bunlara? Hepimiz!
Arıyorum Adalet’i:’’ aradığınız adalete şu anda ulaşılamıyor,lütfen daha sonra tekrar arayınız!
I don’t understand, please can you fix it again: Justice are looking for is currently unavailable, please call back later.
Dıt dıt dıt…
Yüzüme kapandı.Ben sustum.Bir şey yapamadım.Bir şey yapmadınız. Kafam karıştı,ben gidiyorum:
‘’vakit doldu saplayın artık hançeri gökyüzüne yağsın yeryüzüne adalet havarileri’’ demiştim.
Aslında çoktan bizi terk etti adalet,ama tıpkı aşkı beklediğimiz gibi hep umutla bekliyoruz bu adaleti. Vazgeçemedik bir türlü.
En sonunda çaldılar.
Adalet için.
Şiir mi?
Adalet’i çalacak kadar…
Bakın!
Sevgi Soysal sesleniyor: ‘’Suçluyuz biz hepimiz’’.
bende etki bırakan unutamadığım bir filim en çok bir odada hap,s halinde beklerken karşı hastahaneye yapılan saldırı sırasında yollarda ölen ve odadan dışarı çıkıp ölü takliti yapması..
şiir adilce..
saygımla Pınar.