(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ÇIĞLIK TABLOSU şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇIĞLIK TABLOSU şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiir evrensel bir dildir ,şair atın yelesine tutunmuş dolaştırıyor bizi kendi kaleminin çiziktirdiği kıvrımlarda ve çatlamış dudaklara su ,uyanmak istiyor siyanürlü rüyalardan
kusurda görecelidir şimdi kusurluyuz dersemkendime haksızlık ederim herşey sevmekle başlar kendimi ve yazdıklarımı sevdiğimden ötürü kusurluyuz girizgah kardeş dersem ayıp ederim evren e=)
o bakımdan şiirde kusurlu değil de farklı başka diyelim.
Şiir/in başka bir dile çevrilmesi , uyarlanması veya başka bir kültür/e sahip şair/in kaleminden etgilenerek kendisine mal edilmesi,gözden kaçabilir fakat o şiir/re duygu estetiğini vermez...şiir okunduğu zaman dil peltekliğinden iyi bir okuyucu onun lugat şiir/i olduğunuda anlar zaten...Arkadaşımızın şiir/ine gelince ''Uğur böceğini ''hak etmiş bir şiir olarak görüyor ve tebrik ediyorum..notum tam...üstüne sevgi ve saygılarımıda eklemeyi unutmadan.
Öncelikle kendi düşüncelerime yer vermeden önce,şairin çıkış noktasından yola çıkarak Nietzsche’nin o motto sözüyle başlamak istiyorum;belki de daha yararlı olacaktır:
"Tanrı öldü", Nietzsche'nin en ünlü sözlerinden sadece bir tanesi olduğunu bilmeyen yoktur.Bu düşünceyi Nietzsche, ilk kez Şen Bilim adlı eserinde dile getirmiştir. O dönemin koşullarına göre yorumlanması gereken "Tanrı'nın Ölümü" düşüncesini, kendi tabiriyle bir kaçığın ağzından duyurur. Gündüz vakti elinde fenerle dolaşıp "Tanrı öldü! Tanrı öldü!" diye bağıran bir delinin ağzından, Tanrı'nın ölümünü ilan eder.’’
Ne demek şimdi bu,Tanrı öldü’’ derken kastettiği şey nedir yazarın? Bizim zihnimizdeki Tanrı, mücerret değil miydi? Sadece var olduğunu bilmek bile güç veriyordu bize.Fakat şimdi öldü diye bağırıyorlar. Biz görmeden de inanmayı başarmıştık oysa.
İnancımız sarsıldı mı peki?
Şairin Tanrı öldü’’diyerek başlaması şiirine,dikkatleri üzerine çekmeyi başarabildiğinin üzerinde durulması gereken bir durumdur.(Açıkçası farklı şeyleri okumak bana keyif veriyor,aynı şeyler bir noktadan sonra sıkmaya başlıyor beni)…Dikkat çekmek bir şeye çok önemlidir,ancak bu yapabilmek de o kadar kolay olmasa gerek diye düşünüyorum. Zaten şairin, tembel okur istemediği çok açık ortada.Okurun üzerine düşen görevi yapmasını istiyor; çünkü aynı şeyleri okumak istemez okur.Aynı şeyleri okutmaya kimsenin hakkı da yok,bunu da itiraf etmek gerekir.
Nerede kalmıştık?
Bağıranlar öldü’’ desem…
Gerçek ile düş arasında gidip gelmeler…
Önce piskoposlar olarak karşımıza çıktılar,bilahare azizeler.O halde teslis* inancını da görmek hakkımız…
Ve Hırisitiyanlık.
Hemen gözümüze ilişen bir kelime var: beatnik. Şiirdeki bütünselliği perçinleştirmiş. Bağırıyorlar;fakat duymuyorlar.Belki de duymak istemiyorlar.
‘’…Zuni potlacında’’
‘’Zuni mitolojisinde Awonawilona yaratıcı tanrıdır. Amerika’nın güneybatısında yer alırlar.’’
Olgun onur şairimizle yazışmanızı okudum, şiire tekrar baktım acaba dikkatli okumadım mı diye. Hangi sözcüklere yabancı denmiş, bir türlü bulamıyorum. Devamlı kullanılan sözcükler şiirdeki sözcükler. Sanırım kullanılan dil sorunu değil, nasıl dizildiği, nasıl kullanıldığı sorunu var. İnsan böyle şiir sevdalısı olunca mutlaka tarzını zamanla oturtacaktır, başarılar dilerim sevgilerle
Olgun abinin bahsettiği şiirde geçen kelimeler, yani eğer onlara yabancı değilseniz bu sizin birikiminizle alakalıdır. fakat devamlı kullanılan sözcükler derseniz o işte olmaz=))) eğer öyle olsaydı bunları şuan konuşuyor olmazdık.
inanın ne demek istediğinizi ve desteğinizi anladım....
Ben Olgun Beyin yabancı bulmasına pek hak vermeyen bir yorum yazdım. Çünkü ne de olsa şairler mitolojiye, felsefeye daha hakim oluyorlar ya da ben öyle olmalı diye düşündüğümden olabilir. Bahsi geçen terimle, halklar ve kişiler elbette bana çok bilinen isimler geldi. Başkasına da farklı gelmiş olabilir, buna da anlayış göstermek gerek tabi.
Yanlış anlaşılma durumu var sanırım, uzatmadan tekrar tebrik ederim. Sevgilerle
Olgun' a yazdığın cevabına katılıyorum. Yeni sözcükler kullanmalı şiirde, kim ne anlayacak kaygısına düşmeden. Sen bunu bence çok şık yapıyorsun. Az okuyan bir toplumuz, birikimimiz bu şiirleri anlamaktan ötede. O yüzden de aaa ne karmaşık şiir, deyip geçebiliyoruz. Oysa senin birikiminle paralel yazdıkların. O hâlde senin şiirlerinin de alıcıları başka olacaktır. Her tarzda şiir var dediğin gibi. Her şairin farklı üslûbu var. Bu yetişme ile ilgili, çevre ile ilgili, beğenilerle veya alışkanlıklarla ya da ilgi alanıyla ilgili. Bunu daha da çoğaltabiliriz elbette. Ama ben giderek daha oturan bir şiir tarzı görüyorum ki bu çok sevindirirci.
Sen yazmaya, biz de okumaya devam hülâsa.... Çünkü, defterde yığınla "şairim ben" diye gezenlerden kat kat iyisin...
İmdi; nereden başlasam demeden, yazayım bir kaç cümle.
Warette'nin yeteğini bilmeyen yok sanırım. Fakat; yeteneğini kullanıren kendisi ile tanaştığı gibi, okuru da zor a soktuğunu gözlemliyorum. Daha sade bir dille yazsa mükemmeli yakalar. Zaten mükemmeli yakalamak bir sorun, bir hedef olmasa da... öyle deriz hep... yazıp kenara çekilirken, yarını da düşünmek lazım değil mi?
Metin'in eleştirilerinden sonra benim ki tuz biber olmaz sanırım, zaten eleştirmiyorum, beğeniyorum. Sadece yabancı kelimelerin sık kullanılmasını şiiri etkiliyor diyorum.
Hem eleştirsem ne olur, değer vermesek kaale alır mıyız?
İyi yazıyorsun iyi yazacağına eminim. Sadece kelimelerle dansta dikkat, senin kelimelerin sana yeter.
Şiirin hikâyesine veya altına not olarak sözcüklerin düşülmesine şiddetle karşıyım. Bazen yapıyorlar şiir altında sözlük, çok itici. Merak eden google amcasına yazsın canım. ^_^ Ama giderek sadeleştiğinin farkındayım.
Öncelikle bilmeni isterim ki Metin Abinin eleştirisinden sonra senin eleştirin de tuz biber olur gibi bir şey asla olamaz. Eğer eleştiri almayacaksak burada işimiz yok.
İçin rahat olsun.
Şiirlerime verilen değerin farkındayım. Senin şiir lere bakış açının farkındayım.
Lakin; şiir yazmak birikimdir, iyi şiir yazmak yetenektir, muhteşem şiir yazmak/ imkansızdır. Herkes başka şey ister özellikle okurun istekleri hiç bitmez.
Kimisi ütopik yazar kimisi arabesk yazar kimisi siyasi yazar; hepsinin okuru da aynı olabilir. Ama sade şiir yazmak okuru zorlamaz ama okur azcık zorlanmalı değil mi?l Tamam şiir akıp gitsin beynimize düş getirsin de hepsi gene bir yere kadar.
Başka kelimeler kullanmasak herkes yerinde saymaz mı Başka bir görüş getirmesek yeni nesil de hep aynı kelimeleri kullanmaz mı
Ben çocukluğumdan beri hep aynı kalıpla yazılmış şiirler yazılar okudum. Ucu başı aynı oldu hep; kelimeler dans değil yürümüyordu bile. Yabancı kelimelere olan ilgimi son dönem azalttım ender kullanıyorum. Şiirin hikayesine ya da aşağıya kelimeleri belirtirim bu kolay. Fakat okur araştırsın yeni kelimeler öğrensin hepimiz yapmıyor muyuz bunu