hayati savunmalarGerçeğin kuruyan ve titreşen yanı acıkla yükselmiş bir imparatorluk gibi sağlamdır dingin ve güçle gülümser devamına bir nebze hiçlikten bir çokları gibi çünkü hoyratlığı acının çiğ bir tutku kadar geçiçi olmamıştır hiç bu savaşlar kanın lakin hala akmakta olanların anadolunun peynir ile ekmeği gibi bizim öykümüz öykümüz ki anne ellerinden geçmemiş bebeklerin toprakla barutla geçişidir yeryüzünden yükselen göğe kaygan pıhtısında kışların dar ve yukarı doğrudur uykusuzluğum her ses birçok şey anlatmaya her renk görmeye mahkumdur orada kendini yüzlerin henüz yüzülmemiş yanında beliren an istemeleri savaşıyoruz çünkü doğmak bizim için’den geçti çoktan doğanlara doğanlardan doğacak olanlara kalsın diye güneş isteminin hareleri çölün serapları aşkına çadırlara dolan nefti ruhlardan daha çok kanamış ille de yüreklerde yüzecek bir misal öteki yüzümüz kuma bakmaktan kuma batmaya başlanıldığında ateşlerin içlerinden ve korunmaktadır bir hayli derlenen uyanışlar yorulmadım ya da hastalanmadım dinlenmiş bir bakıma hayati susmaları dikine çizgileriyle yaşamış bir alnın yazısıyım çizgilerin eyleme dönüştüğü yerden anne eline değebilen yanlarımız eğri burunlarıyla çekilen kömürün kokusu ve görüşleri ayrışan sol yumruklarımızdır kıble bir devrimin başına doğru kaymıştır artık faşizmin çölü aşamayan aslanlığı ölümlü krallığı bizi yılmayacak düşlerin beşiklerinde sallayan kuvvetli yaşam tanrılığımız artık acılar duymayacak artık ağlamaları teselli edebilecek yaşlara vardığımız ölüm özgürlük ruh irade yol devrim kımıldanmalarıyla başlamış çoktan çatlamalara ey hayatım annemin yüzükoyun koynumda ellerimin arasında meleklerin çanı kurban edilen zafer avuçları çocuk çocuklar çocuklarımızın gözleri ve havanın sisi sarmalamasıdır bundan ötesi ilk ders dönüyor geri ıslak bir çift çoraptan yükselen dağlı oluşların tecrübeli saklanmaları gerçek mültecileri ve beraberinde ilk aşk emeğin yükselen bütün mücadelesiyle kavgalara gülümsemek üzere olan hayatlarımız özgürlüğü satın alamaz ve fakat satamaz da insan kaygılanırız değişiriz yine de sevdamız değişmez döktüğünde mürekkebi hayatın kendini içimizdeki isyanı serdiğinde yerine göğün ölme ve dirilme vaktidir artık adım barış |