Kırk Yıl Sonra -29- Sulf /do zamannar bizim iki belik üş-beş geçi var Çakalo(ğ)lunda katınç, çebişler de geçiye gatılınca barabar o ğün dedem badaşık getmiş çobanınan ağşam üsdü illem karşı çıkardık sürüye dedem gene siğim siğim a(ğ)layalak annacımdan geldi içimin yağları eridi “-n’oldu dede” sımkırdıyo bişi demeyo “hu” demeyo gatliken “-yau n’oldu” okarda Allah var.. aklıma Çakalo(ğ)lu bişi dedi ellehem deye ğeldi bakdı Osduk’a uylacan, golumdan duttu çekdi, “sana hu desem yalan, garibenin ne gaba(ha)tı var hooo garşıdagı bi uşdan bi uca geden sürüye bi bak akışıp geder popaz döyüsün ağılına benden çaldığı sarı liralar yetmedi Garahacının sürü de Miyeser’e ğaldı Güneyinin Eteği “Sarı Tarla” Gorunun Eteği Sarılara “yurd” oldu ben de işte ha! “benin” deye “Hacıbe”nin oğluyun deye geziniyorun bobamın, dedemin kemikleri sızılayoru yapdıkları yannarına kâr galmamalı analarından emdikleri südü burunlarından fitil fitil getirmem ilazımıdı emme gücüm yetmeyoru, yetmeyyoruu! gücüm yetse onnarı deği(l) gapıdışarı evelki halım olaydı sışmaya çıkartmazdım evelallah daşı daş üsdüne godurtmaz takkalarını öğüne indiridim emme benden geşdi ne fayda o ğünüm yok, elimden ne ğeli ele-ğüne erezil ürüsva etmez miydim ben onnarı dedim ya benden geşdi gayrı” deye ilendi, siğim siğim ağladı ya “-ben varın” !!! “-ben varın dede!” dedim “-senden geşdiyse de benden de geşmedi ya eveallah..” . |